Sanki tiyatrodaymış gibiydi...
Sahne Beyaz Saray'ın Oval Ofisi'ydi... Oyuncular da Donald Trump'la
ajan papaz Brunson'dı...
Brunson yere diz çökmüş, sol elini Trump'ın omzuna koymuş, sağ
elindeki bir kâğıttan da daha önce yazdığı duayı okuyordu...
Dua sahnesi
- Sayın Başkan... Ülkemizi daha ileri hedeflere taşımak için
gösterdiğiniz çabayı Allah da desteklemektedir... Hayatta her zaman
başarılı olmanızı Allah'tan niyaz ediyorum... Falan, filan...
Amin...
Trump mutluydu
Böyle bir şeyler söylüyordu duasında Brunson...
Donald Trump da boynunu eğmiş, duayı kısık gözlerle dinliyordu.
Sonra televizyon kameralarına konuştu ve Türkiye ile ilişkilerin,
Brunson sorunu ortadan kalktığına göre eskisi gibi olacağını falan
söyleyip, Brunson'ın özgürlüğüne kavuşmasından ötürü Cumhurbaşkanı
Erdoğan'a teşekkür etti.
Kaşıkçı trajedisi
İstanbul'daki bir tiyatroda da, Suudi Konsolosluğu'na girip bir
daha çıkamayan "Cemal Kaşıkçı Trajedisi" sahnelenmekteydi.
Bu trajediye katılmak için Suudi Arabistan'dan gelen görevliler,
konsolosluğun odalarını badanalıyorlardı.
Weber'in rüyası
Bir başka tiyatro sahnesinde de Bavyeralı siyasetçi Manfred Weber,
Hollanda gazetesi De Telegraaf'a demeç verirken AB Komisyonu
Başkanı seçilmesi halinde Türkiye ile üyelik müzakerelerine resmen
son vereceğini söylemekteydi.
Kırmızı çizgi çekecekmiş
Önümüzdeki yıl Jean-Claude Juncker'den boşalacak AB Komisyonu
Başkanlığı'na aday ve Avrupa Parlamentosu'ndaki en büyük grup olan
Hıristiyan Demokrat Avrupa Halk Partisi'nin (EPP) lideri olan Alman
politikacı Manfred Weber, "Türkiye'ye kapıları tamamen
kapatacağım.
Türkiye'nin AB üyeliği konusunun üzerine bir kırmızı çizgi çekmek
istiyorum" diyordu.