40 yılı aşkın süredir televizyonculuk da yapıyorum. Açık
oturumları hem yönettim, hem de konuşmacı olarak katıldım... Hem iç
hem de dış siyasetin en hassas konularını, hiç sansürsüz ele almaya
çalıştım.
Ölçüler kaçıyor
Ancak günümüzde gerek TBMM platformlarında, gerekse televizyon açık
oturumlarında gerçekten ölçüsü kaçmış görüşlerin çekincesiz biçimde
açıklandığını görmekteyim.
Bunlardan birine sevgili meslektaşım ve arkadaşım Murat Bardakçı da
takılmış ve şunları yazmıştı Habertürk'te...
Bardakçı'dan Şener'e
"Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda dün Milli Savunma Bakanlığı
bütçesi görüşülürken söz alan geçmişte AK Parti'nin başbakan
yardımcısı, CHP'nin de bugün çiçeği burnunda milletvekili olan
Abdüllatif Şener, 'Cumhurbaşkanı'nın akrabasının, damadının orduya
silah satması Anayasa'ya, kanunlara uygun mu?' diye sordu, sonra da
böyle bir satışın 'kabul edilemeyeceğini' söyledi."
Teknolojinin gereği
"Şener'in sözünü ettiği silâhlar, Erdoğan ailesinin dünürü olan
Bayraktar ailesinin sahibi olduğu 'Baykar' şirketinin yaptığı
silâhsız 'İHA'lar ile 'SİHA'lar idi... Yani aralarında Türkiye'nin
de yer aldığı sadece beş ülkenin yapabildiği, teröristin eskisi
gibi cirit atmasına imkân tanımayan, burunlarını çıkarttıkları anda
tepeleyen ve operasyon bölgelerinde, özellikle de Afrin'deki
çatışmalarda şehid sayısının ve tahribatın fazla olmamasını
sağlayan son teknoloji silâhlar..."
Acı bir tekrar
Murat Bardakçı yazısının sonunda şu yargıyı seslendiriyordu:
"İnsansız hava araçları konusunda Meclis Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda yapılan eleştiri ile Nuri Demirağ'ın, Vecihi
Hürkuş'un yahut Devrim otomobillerinin önüne çıkartılan engeller
arasında hiç fark yoktur!"
Kin ve nefret kusanlar
Dün Türkiye Gençlik Zirvesi'de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan da
televizyonlardaki ölçüsü kaçmış söylemlere şöyle değiniyordu:
"-Gazeteci kılıklı provokatörler ekranlarda, yıllardır
biriktirdikleri kin ve nefreti kusmaya başladı.
Hatta cübbelerini kiraya veren sözde hukukçuların Türkçe ezan
zulmünü tekrar dillendirdiklerine şahit oldum."
Evet... Sabır taşının çatladığı anlar vardır ya. Galiba bazı
konuşmacıların amacı da bugünlerde, sabır taşını çatlatmak
oluyor.