27 Mayıs 1960 sabahına kadar sözlüklerimizde "Silahlı Kuvvetler" diye bir kavram yoktu. "Türk Ordusu" denilince herkes neyin ne olduğunu anlardı.
27 Mayıs darbesini radyoda duyuran Albay Türkeş "Silahlı kuvvetlerimiz duruma müdahale etmiştir" diyerek, bu kavramı sözlüklere soktu. Ancak olayı hemen kavrayamayanlardan bazıları, "Silahlı Kuvvetler"in ne anlama geldiğini bilmedikleri için, radyoevini silahlı haydutların bastığını zannedip, telaşlandılar.
Eli silahlı kuvvetler
Daha sonraki yıllarda darbe girişimleri birbiri ardınca gelince, bu kavram da "Silahlı Kuvvetler" ve "Eli Silahlı Kuvvetler" şeklinde iki kategoride değerlendirilmeye başlandı.
Son darbe girişiminde "Eli Silahlı Kuvvetler"in kimlerden oluştuğunu çok açık şekilde gördük... Ancak yaşanılan deneylerin bize öğrettiği bir gerçek de, eli silahlı kuvvetlere mensup darbecilerin arkasında hem yerli sivillerin, hem de dış istihbarat örgütlerinin mutlaka bulunduğudur.
İşbirlikçiler
"Bu bir FETÖ darbesidir" söylemi ile darbecilerin arkasındaki sivilleri ifade edebiliyoruz. Ama hangi dış istihbarat örgütlerinin eli silahlı kuvvetlere destek verdiğini açık ve seçik biçimde ifade etmek şu anda pek mümkün görünmüyor. Örneğin Mısır'daki darbeye "Darbe" denilemeyen bir uluslararası ortamın varlığında, kimsenin başarısız darbe girişiminin arkasında duracağını beklememeliyiz.