Bazı endişeli vatandaşlarımızın aileleri ile birlikte Avrupa
ülkelerine, Kanada'ya ve Amerika'ya göç etmek çabası içinde
olduklarını duyuyor ve şaşırıyorum... Bir ayağı Avrupa'da diğer
ayağı Ortadoğu'da bulunan ve Balkanlar ile Kafkaslar gibi stratejik
önem taşıyan coğrafyaların ekseni üzerinde bulunan bir ülkede
yaşamak, bazılarını yormuş olabilir. Ancak yaşanılan zorluklar ve
içinde bulunduğumuz sıcak krizler, ne ilk kez sahneleniyor ne de
bunları son kez göreceğiz.
Gerçekleri görebilseler
Endişeli vatandaşlarımız geride kalan yıllarla bugünü
karşılaştırmayı deneseler, düne göre ne kadar güçlü ve istikrarlı
bir ülkede yaşadıklarını görebilirler. Bugün aileleri ile birlikte
göç etmeyi tasarladıkları ülkeler 2'inci Dünya Savaşı'nın
trajedilerle dolu günlerini yaşarlarken, Türkiye barışı korumayı
başarmıştı. Şimdi Türkiye'yi özgürlüklerin kısıtlandığı
iddialarıyla suçlayan ülkeler, Yahudi ırkını yok etmek için
inanılmaz insanlık dışı projeleri gerçekleştirirken, Türkiye'nin
üniversiteleri, işletmeleri Yahudilere kucak açmaktaydı.
?Ortadoğulu olmak
Ortadoğulu olmak tabii ki kolay değil. Parçalanan Osmanlı
İmparatorluğu'nun eski toprakları üzerinde sahnelenen emperyalist
oyunlar, bu topraklardaki halkları birbirlerine düşürdü. Petrol
gibi yeraltı zenginlikleri mesela Norveç'te çıktığı zaman ülke ve
halk zenginleşirken, Ortadoğu petrolü ya diktatörleri ya da
teokratik oligarşileri ve sonunda Batı'nın silah endüstrisini
zengin ediyor.
Demokrasiye geçebildik
Osmanlı'nın çekirdeğinde bulunan Türkiye bu açmazı çok partili
demokrasiye geçerek aştı. Sonunda askeri darbeleri ve demokrasinin
üzerindeki derin devlet vesayetini de geride bıraktık. Yakın
tarihimizde görülmedik ölçüde alt ve üst yapımızı yeniledik, çok
alanda kendimize yeterli hale geldik.