7 Haziran genel seçimlerinde çok farklı iç ve dış odakların ana
hedefi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dı... Olaya siyasal değil de Freudiyen
açıdan bakmayı denersek, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kesimlerin bir
çeşit ruhsal saplantılarını da oluşturuyordu.
Galiba burada biraz "İd", "Ego", "Süperego" benzeri ruhbilim
kapsamındaki kavramlara da eğilmemiz gerekiyor. Freud'un
sözlüklerimize soktuğu "Ego", kişinin içindeki her çeşit açlığını
ve kontrol edilemeyen güdüsel davranışlarını, yani ilkel benliğini
simgeleyen "İd"i, gerçekleri devreye sokarak dengeler. Burada
toplumun geleneklerini, tabularını, yasaklarını simgeleyen
"Süperego" da, "Ego"ya destek verir.
Adı ego olan köpek
Ruhsal sağlık, bireyin egosunu gerçeklerle dizginleyebildiği ölçüde
sağlanır. Ama bu her zaman mümkün değildir. Alman filozof
Nietzsche'nin "Hangi dağa tırmansam peşimden adı ego olan köpek de
gelir" dediğini hiç unutmayalım.
Eğer kişinin egosunun en fazla şiştiği durumları sıralamaya
çalışırsak, herhalde "İktidar", "Servet", "Şöhret" gibi olguları bu
listenin başlarına yerleştirmemiz gerekir. Ve bu sıralamaya göre
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da, rol modeli olarak
görebiliriz...