Yaşadığımız dönemde Halep gibi bir anıt kentin yerle bir
olduğunu ve insanların sinekler gibi öldürüldüklerini bile gördük.
Ve şimdi sınırımıza bitişik İdlib'de, yine yüzbinlerce Suriyelinin
yaşamlarının tehdit altında bulunduğu bir sıcak krizin patlamasını
bekler durumdayız.
Son durum
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian İdlib'de bir katliamın
olmaması için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini
söylerken, Suriye iç savaşının sonucunu çok veciz biçimde şöyle
özetledi:
"Beşşar Esad savaşı kazandı ancak barışı kazanamadı.
Bunu Esad rejimini destekleyenler için de söyleyebiliriz.
Özellikle Rusya için diyorum." Beşşar Esad'ın İdlib konusunda ne
düşündüğünü ise Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'un Moskova
Devlet Diplomasi Enstitüsü'nde öğrencilerine yaptığı konuşmadan
öğrenebiliyoruz.
Militanlar ve sivil halk
Lavrov İdlib'deki duruma sonsuza kadar tahammül edilmesinin
imkânsız olduğunu söylerken "Militanlarla silahlı muhalifler
birbirinden ayrılmalıdır" dedi. Lavrov İdlib'deki ateşkes rejiminin
sürekli ihlal edildiğini ve iki aydan fazladır bölgeden Suriye
ordusu mevzilerine ateş açıldığını söylerken "İdlib'den, Suriye
ordusu mevzilerine baskın girişimleri dahi var.
Hmeymim'deki üssümüze saldırmak amacıyla bölgeden çok fazla
insansız hava aracı gönderiliyor" diye konuştu.
Bizim durumumuz
Biz Türkiye olarak sınırlarımıza bitişik bölgelerde güvenliğimizi
hedef alan terör örgütlerinin hangi ülkeler tarafından
beslendiklerini çok iyi biliyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen hafta astsubay mezuniyet töreninde
yaptığı konuşma, durumu çok iyi anlatıyordu...
"- Suriye'den ülkemize yapılan saldırılar karşısında adeta yalnız
bırakılmış ülkeyiz. Kendimizi koruyabilmemiz için ihtiyacımız olan
füze savunma sistemleri olmadık bahanelerle bize verilmedi.
Parasıyla satmadıkları silahları terör örgütlerine bedava
verdiler."
Esad'a yardım
Sade İdlib krizi değil tüm Suriye'nin güvenliği ve bütünlüğü de,
Türkiye'yi doğrudan ilgilendiriyor. Bu noktada artık bizler, Arap
Baharının CIA tarafından körüklenmiş rüzgârı Suriye'yi vurmadan
önce yaptığımız gibi, Esad rejiminin Suriye'de anayasa reformunu ve
seçimleri yapmasını amaçlayan çalışmalarına katkıda
bulunmalıyız.
Tehlikeli ikilem
Tüm Ortadoğu'yu istikrarsızlığa ve kana bulayan vekalet
savaşlarında ABD'nin PKK'ya verdiği desteği gördük.
Türkiye bu defa da İdlib yüzünden Rusya ile karşı karşıya gelmek
ikilemine düşmemelidir. Bunun yolu ise Suriye'nin bütünlüğünden ve
yönetimin meşruiyetinden yana tutum izlemektir. 3 milyonu aşkın
Suriyeliye kucak açmamız, bizim bu ülkeye ve halkına olan gerçek
duygularımızı yansıtmaktadır.