Düşünceye karşı kurşunun, söze karşı bombanın, yazıya karşı
yumruğun kullanılmasının yadırganmadığı bir siyasi coğrafyadayız...
Türkiye Cumhuriyeti çoğulcu ve özgürlükçü demokrasiyi bir hayat
tarzı olarak benimseyerek, bu coğrafyadan kaderini ayırmayı seçti.
Ama yine de yakın tarihimizde Abdi İpekçiler, Çetin Emeçler
var.
Hürriyet'in bir köşe yazarına yapılan saldırı, dilerim hepimize bu
gerçekleri hatırlatır. Şiddeti ve terörü demokrasinin meşru
araçları olarak görenler, kalemlerinin namlusuna kurşun sürer gibi
kelimeleri sürenler, teröriste "Terörist" diyemeyenler, bir kez
daha düşünmek gereğini hissederler.
Eşkıyanın ne yapacağı belli olmaz
Siyaseti aktif olarak icra edenlerin de, siyaseti gazeteci olarak
yorumlayanların da, üsluplarına çeki düzen vermeleri için bir
uyarıdır bu... Bir dönemde rahmetli İsmet İnönü'nün dediği gibi
"Eşkıyanın gece ne yapacağı belli olmaz" bu coğrafyada...
Bakarsınız bir sabah bir medya grubunun patronuna kurşun yağdırılır
ya da bir gece bir köşe yazarına kaba kuvvet uygulanır. Daha da
ötesi demokratik sistemin nimetinden yararlanıp TBMM'ye giren bir
siyasi partinin sözcüleri, terörist eylemlerinin yanında durmayı ve
insanları sokak eylemlerine çağırmayı bir erdem olarak da
sunabilirler...