Bazı figürler, toplulukları dünden bugüne taşır.
Son olarak kaybettiğimiz Fatma Girik de bu figürlerden
biriydi.
Film artistliği yanında Şişli Belediye Başkanlığı da vardı. Ayrıca
çok vefalı bir arkadaştı.
Onu en son Bodrum'da erkek arkadaşının hasta yatağı başında
aralıksız beklerken görmüştüm.
AİLEMİZİN FERDİYDİ
Bu tür isimleri belleğimize fark etmeden kazırız.
Örneğin, Ayhan Işık'ın yaşı yoktur. Yaşamıştır ve sonsuza
gitmiştir.
Bunun gibi büyük yıldızlar, Münir Özkul gibi isimler
aslında evrensel milliyete sahiptir.
Charlie Chaplin, İngiliz de olabilir, Türk de olabilir. Hiçbir
şey değişmez.
Bu tür kişilikleri sinema sayesinde zamanımıza egemen kıldık.
Bu nedenle Fatma Girik'in kaybı hepimizin yüreğine oturdu.
Çünkü o artık ailenin bir ferdiydi.
Unutmayalım ki ülke yönetimine halkın desteğiyle gelen isimler de
büyük yıldızlardır.
Bugün Süleyman Demirel'i, Turgut Özal'ı, Adnan
Menderes'i, Bülent Ecevit'i sanki başka dünyaların insanı gibi
görmeyiz ki.
Onlar doğrudan doğruya bizlerdir.
KIYMETLERİNİ BİLELİM
Şimdi önümüzde Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi çok somut bir
örnek daha var.
Çeşitli saldırılara uğrayan, hakaretlere konu edilen ama iş o
noktaya geldiği zaman kendinden vazgeçilemeyecek bir
kişidir Tayyip Erdoğan.
Ailesi itibarıyla Karadenizli olabilir, ama biliriz
ki Erdoğan aynı zamanda hem Egelidir, hem Akdenizlidir,
hem Güneydoğuludur, hem de Marmaralıdır.
Sanırım bu yüzden Erdoğan'a ayıp sözlerle hitap eden bir kadın
büyük tepki topladı.
Fatma Girik'i kaybettiğimiz gün, topluma mal olmuş bir örnek insanı
da kaybettik. Ve Fatma Girik'i düşünürken Tayyip
Erdoğan'ı onunla mukayese edip değer ölçülerimizi yeniden ayarlamak
durumunda kaldık.