CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin "Adam seçimi
kazandı" diye gönderdiği mesajı haberleştirdiği için arkadaşımız
İsmail Küçükkaya'ya sitem etmesinin yankıları hâlâ sürüyor. Oysa
gazetecilerle siyasetçilerin dost olmaları mümkündür. Bütün mesele
"Güven" öğesine karşılıklı olarak tarafların özen göstermelerine
bağlıdır.
Gazeteci ile dostluk
Bir seçim sonucunun adaylardan biri tarafından resmi sonuçlar
açıklanmadan kabul edilmesi haber değeri taşır. Bunun gazeteciye
güvenip güvenmemekle ilgisi yoktur. Ama bazı konular, haber değeri
taşısalar da gazeteci-siyasetçi dostluğunun güven öğesi kapsamına
girdikleri için haberleştirilmezler. Bu kuralın dışında kalan
dostlukları sevgili arkadaşım Hasan Pulur "Gazeteci ile dostluk bir
numara dar ayakkabı giymek gibidir. Arkadan vurur" şeklinde
tanımlamıştı.
Gazeteci olmak
Yıllar boyu bir gazeteci olarak siyasetçilerle bazen arkadaşlığa
dayanan dostluklar kurdum. Meslek hayatımın ilk yıllarında "Güven"
öğesini abarttığım da oldu. Cumhuriyet gazetesindeki ilk yıllarımda
babamın da arkadaşı olan dönemin Başbakanı Suat Hayri Ürgüplü ile
özel bir sohbet fırsatım olmuştu... Ürgüplü bu sohbette önemli
şeyler söyledi bana. Gazeteye geldiğimde Genel Yayın Müdürü Ecvet
Güresin'in yanına gittim. "Çok önemli şeyler öğrendim ama yazarsak
hükümete zarar veririz" dedim. Ecvet Bey kızdı ve "Sen gazeteci
misin, yoksa devlet adamı mısın bir karar ver" diye azarladı
beni.
Güven öğesi
Dost ilişkiler kurduğum siyasetçilerin o dönemlerde bana
anlattıkları güven öğesine dayalı şeyleri asla haberleştirmedim.
Ama gerçekten haber değeri taşıyan bilgileri de hiç atlamadım.
Mesela Özal'ın ANAP'ı seçimi kazanmasına rağmen Evren ona
başbakanlık görevini bir türlü vermiyordu. Hatta demokrasiye yine
ara verileceği söylentisi başlamıştı. Evren'in Özal'ı davet edeceği
tarihi önceden öğrenip hem Milliyet'te manşeti yapmış hem de Özal'a
müjdeyi vermiştim...
Bir Demirel anısı
Bu yıllar boyunca siyasetçilerle aramızda dostluğa dayalı gülünç
diyaloglar da oldu. Mesela 1974'te Başbakan Ecevit "Kıbrıs Fatihi"
unvanını benimsediği için, ana muhalefet lideri Süleyman Demirel'in
morali çok bozuktu. TRT'nin Haber Dairesi'ni yönettiğim için, bu
durumdan ötürü beni de suçluyorlardı. Bir gün Demirel'i Güniz
Sokak'taki evinde ziyaret edip kendisinin Ecevit'le TRT
ekranlarında açık oturum yapması gerektiğini söyledim.
Demirel TRT'nin kendisine karşı taraflı davrandığını ve TRT
kameramanlarının kendisini kilolu gösterdiklerini ileri sürdü.
Hoş seda
Demirel'e "Sorun kameralarda değil sizin kilolarınızda. Rejim
yapmalısınız" deyince kızdı bana "Biz burada demokratik rejimi
konuşuyoruz, sen zayıflama rejiminden söz ediyorsun" dedi. O sırada
odada bulunan rahmetli Nuri Bayar beni tutmuş ve "Barlas haklı,
kilo vermelisiniz Sayın Başbakanım" demişti.
Özetle Muharrem İnce, İsmail Küçükkaya ile dostluğunu
sürdürmelidir. Çünkü kubbede baki kalan hep hoş seda oluyor. Ayrıca
Küçükkaya ile dostluk Kılıçdaroğlu ile dostluktan daha az
risklidir