Kırsal kesimlerden kentlere göçün Demokrat Parti iktidarı ile bir anda artmaya başladığı 1950'lerde yerleşik İstanbulluların "Halk geldi vatandaş denize rahat rahat giremiyor" şeklindeki yakınmaları hatırlardadır. Oysa 1960'a gelindiğinde İstanbul'un nüfusu henüz 2 milyonu bile bulmamıştı.
Ben gazeteciliğe ilk adımlarımı 1960'ta Orhan Kemal ve Muzaffer Buyrukçu ile birlikte İstanbul'un yeni semtlerinde röportajlar yaparak atmıştım. O dönemde Gültepe ve Kuştepe'nin nüfusları daha 5000'leri bulmamıştı. Şimdiki Gaziosmanpaşa o dönemde Taşlıtarla'ydı.
Kız sen İstanbul'un neresindensin?
Bestesi Ünal Narçın'a güftesi Aşık Yener'e (Elbistanlı Hacı Yener) ait olan Nihavent makamındaki "Kız Sen İstanbul'un Neresindensin" şarkısını bugünlerde dinlerken için için gülerim...
Bu şarkıda sayılan İstanbul semtleri Hisâr, Kuruçeşme, Arnavutköy, Ortaköy, Emirgân, Bebek, Sarıyer, Tarabya, İstinye, Yeşilyurt, Florya ve Üsküdar'dan ibarettir.
Bu şarkının güftesi bugün yazılsaydı Ümraniye, Ataşehir, Bahçeşehir, Sultanbeyli, Beylikdüzü, Dudullu, Kurtköy ve daha nice kent büyüklüğündeki semtleri de listeye dahil etmek gerekirdi.