Çoğulcu ve özgürlükçü demokrasi böyle bir şey... Ülkenizin
güvenliğini korumak için sınır dışında bir askeri operasyon
başlatmaya karar veriyorsunuz. Cumhurbaşkanı olarak hem
başkomutansınız, hem de bu operasyonun kaderi ile sizin siyasi
kaderiniz birbirine bağlanmış durumda. Bu arada ülkenizin
Cumhurbaşkanı olarak da, dış dünyadan yöneltilen tehditlere karşı
amansız ve aralıksız bir mücadele veriyorsunuz. Akıl almaz bir
tempo ile geceyi gündüze katıyorsunuz.
Parti ve örgüt
Bir yandan da iktidardaki partinin kurucusu ve genel başkanısınız.
İlçelere kadar uzanan örgütteki aksaklıkları saptıyor, örgütü
yenilemek için partili belediye başkanlarınızı görevden alıp,
yerlerine yeni isimleri atıyorsunuz. Bu arada ülkedeki büyük
yatırımların gerçekleşmesi için gereken kararları alıyor, yeni
finansman modelleri oluşturuyorsunuz.
Hizmetler kanıksanır
Ama sonuçta her şey, önümüzdeki yıl yapılacak olan yerel seçimlere
ve cumhurbaşkanı seçimine endekslidir. İnsanüstü bir tempoyla
çalışmanız, ülkenizi yeni bir çağa taşımanız, insanlarınıza ülkeye
güven duygusu aşılamanız faydasızdır. Çünkü toplumların hafızası
zayıftır... Deniz altından geçitler, yurdu kaplayan çift yollar,
askeri operasyondan bile etkilenmeyen güçlü ekonomi falan, toplumun
alıştığı ve kanıksadığı kolaylıklar ve başarılardır. Özellikle
gençler için, bunlara sahip olmak doğal gelmektedir...
Seçim kazanılmalı
Kısacası, partinizin genel başkanı olarak yerel seçimleri ve
partinizin adayı olarak da Cumhurbaşkanı seçimini kazanmanız
gerekmektedir. Ülkeye yaptığınız hizmetlerin, alt ve üst yapıyı
yenilemenizin, dünyanın güçlü ekonomileri arasına ülkenizi
taşımanızın seçimleri kazanmanıza yetmeyeceği bellidir.
Yeni zamanlar
Geçmişlerinde hiçbir siyasi ve idari başarıya imza atmamış rakipler
sizi seçimlerde zorlayabilir. Size karşı akıl