Sade bireyler için değil toplumlar için de, siyasi partiler için
de olgunlaşmanın göstergesi, bir sorun karşısında sabit tutum
sahibi olmak yerine o konuda bilgi sahibi olmaya ve tutumları
güncel gerçeklerle uyumlu hale getirmeye geçişin tercih edilmesi
değil midir?
"Dön baba dönelim, hacılara gidelim" çizgisindeki yaşam ve düşünce
tarzı, ancak karanlık çağlar için bir anlam taşırdı... Karanlık
çağların ana öyküsü, insanların "Bilinmeyenler"e karşı duydukları
korku değil midir?
Bilinmeyenden korkmak
Bu korku üzerinde oluşturulan tutumlar, insanlığın yerinde
saymasına neden olmaz mıydı? Mesela ya dünya yuvarlak değil de düz
ise ve uzun deniz yolculuğu sonunda ya dünyanın kenarına gelip,
sonsuz bir boşluğa düşerseniz?
Bilinmeyenlerin mülkiyetine sahip kurumlar ve başta Katolik
Kilisesi, bu korkuları kullanarak kitlelerin beyinlerine ve
ruhlarına ipotek koymamışlar mıdır? Katliamlar, soykırımlar, din ve
mezhep savaşları, bilinmeyenler üzerinde oluşturulan kutsallar için
gerçekleştirilmemiş midir?
Kutsalların üretimi
Çağımızda da bu kutsalların üretimini "İdeolojiler" üstlenmedi mi?
Örneğin Marksist ideolojiye inananlar için Sovyetler Birliği'ndeki
düzen yeryüzü cenneti değil miydi? Antikomünist olanlar da siyah
derililerin oy verme haklarının bulunmadığı, Katoliklerin ve
Yahudilerin seçkin üniversitelere alınmadıkları Amerika'yı, insan
haklarının ve özgürlüklerin beşiği olarak görmezler miydi? Birileri
sözde "Üstün Irk"ı, birileri de sözde "Sınıfsız Toplum"u dünyaya
egemen kılmak için, insanları birbirlerine kırdırmadı mı?
İdeolojiler yıkıldı
Berlin'deki duvarla birlikte beyinleri kuşatan duvarlar da yıkıldı
"Soğuk Savaş"ın bitmesi ve "Bilişim Çağı" ideolojileri de,
ezberleri de yıktı. Artık beyinlerimizde "Tartışılmaz doğrular"
yok... Yeryüzü cennetlerinin de iplikleri, bütün ayıplı yanlarıyla
pazara çıktı.
Ele alınan ve tartışılan her konuda ne kadar az bilgi sahibi
olduğumuzu ve ideolojik eğitimin beyinlerimizi nasıl yanlış
şartlandırdığını görmemize rağmen, özellikle siyasete ilişkin
tutumlarımız eski ezberlere dayalı tekrarlarla sürdürülmüyor
mu?