Antep ağzındaki "Adamın Ömer diyeceği ağzını büzmesinden
belliydi" sözü her ağzını büzenin ne diyeceği konusunda yol
gösterir nitelikte değil...
Bu sözün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın doğasını yansıttığını söylemek
mümkündür. Erdoğan Kızılderililerin "Çatal dilli" diye
niteledikleri türden bir beyaz derili değil. Ne düşünüyorsa onu
söylüyor... Ama mesela CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun veya HDP
Eşbaşkanı Demirtaş'ın ne düşündüklerini, söylediklerini dinleyerek
pek anlayamazsınız.
Tıpış tıpış gitmek
Kılıçdaroğlu bir yerde MHP'li İhsanoğlu'nu CHP'nin Cumhurbaşkanı
adayı olarak tabanına sunarken "Tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz"
der... Bir başka yerde de AK Parti - CHP koalisyonunun Türkiye'ye
sağlayacağı yararların "Uzun vadede" anlaşılacağını
söyleyebilir. Bu sırada kimse bu "vade"nin ilk CHP
kurultayında parti içi iktidarı korumak sürecini de ifade edip
etmediğini anlayamaz. Ve bu arada eğer gerçekten AK Parti ile bir
koalisyon kurulacaksa, bu durumun Kılıçdaroğlu'nun ve CHP'li
bakanların "tıpış tıpış"Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı
Sarayı'na gitmelerini de gerektireceği, herhalde görmezden
gelinmeyecektir.
Kimin sözcüsü
HDP'li Demirtaş'ın ağzını büzmesinden ne diyeceğini anlamak ise
kesinlikle mümkün değildir... Bu dediklerinden onun
gerçekten "Bütün Türkiye"nin mi, yoksa Kandil'in mi veya
Pensilvanya'nın mı sözcüsü olduğunu asla anlayamazsınız.
Demirtaş'ın bu çatal dilliliğinin "Açılım Süreci"nin
buzdolabına koyulmasına neden olduğunu herhalde görmeyen yoktur.
Aklına, demokrasiye olan bağlılığına ve iyi niyetine herkesin
güvendiği isimler bile, Demirtaş'ın kırılmalarla dolu söylem
çizgisini tahlil ederken zorlanmaktadırlar.
Bu zorlanmalardan birini dünkü Yeni Şafak'ta Attilla Yayla"dan
alıntı yaparak örnekleyebiliriz...