Ülkede bir "İktidar sorunu" olmadığı kesin... Buna karşı "Muhalefet sorunu yok" demek de mümkün değil. Örneğin Deniz Baykal'ın kaset komplosu ile tasfiyesi ertesinde özellikle Hürriyet gazetesinin pompaladığı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında bu gazetede yer alan olumsuz haber ve yorumlar, CHP'nin geleceğini sislendirmiyor mu?
Bir İngiliz siyasetçi hafife aldığı bir rakibi için "O'nun geçmişinde, çok parlak bir gelecek var" demiş ya... Düşünün ki Kılıçdaroğlu genel başkanlık döneminde girdiği yedi seçimin yedisini de kaybetmiş. Kısacası geçmişi de geleceği de belli... CHP'nin ihtiyacı ise, geçmişinde değil bugününde parlak bir gelecek olan lider ve kadrolardır.
HDP'lilerin kafaları karışık
Milletvekili sayısı açısında 2'nci muhalefet partisi konumundaki HDP'de de durum karmaşık görünmekte... Güç bela seçim barajını geçen bu partide, kafalar hâlâ berrak değil...
Mesela bazı şeyleri zamanında söylediğinizde etkili olursunuz... Örnek olarak arkadaşım, hemşerim Celal Doğan'ın seçim sonuçları belli olduktan sonra "Hendekler, bombalar HDP'ye oy kaybettirdi" demesini verebilirim... Keşke bu sözleri seçimden önce söyleyip, HDP'lileri uyarabilseydi. Ama seçim sonuçları belli olduktan sonra bile eski söylemlerini sürdürenlerin varlığını görünce "Gecikmiş olsa da doğruyu söyleyen Celal Doğan'a şapka çıkartmak gerekir" diye düşünebilirsiniz.
Yüksekdağ'ın açıklamaları
Baksanıza Celal Doğan'ın milletvekili olduğu HDP'nin Eş Başkanı Figen Yüksekdağ'ın son açıklamalarına...
- 'HDP hendekler yüzünden kaybetti' diyorlar. Hendeklerin olduğu bütün illerde biz ezici çoğunlukta oy almışız. O kadar can kaybına, sokağa çıkma yasaklarına, zulme ve işkenceye rağmen halk neredeyse firesiz bir şekilde HDP'ye oy vermiş. Bu nedenlerle, özyönetim süreçlerinin ve Kürt hareketinin geliştirdiği tutumların, HDP'ye zarar verdiğini düşünmüyorum.