Şu anda Türkiye'nin bütünlüğünün, güvenliğinin, istikrarının
yanında olmak ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın veya AK Parti
iktidarının yanında olmayı karıştıranlar var...
Eğer ülkeniz içeriden ve dışarıdan tezgâhlanan komploların hedefi
ise ve eli silahlı çeteler Güneydoğu kentlerinde yaşayanlara hayatı
zindan ediyorlarsa, "Ben bu iktidara karşıyım" gerekçesi ile
terörizmi meşru görmek kabul edilebilir mi? Bunlar terörü siyasal
ve sosyal yaşama egemen kılmak için her çeşit melunluğu
tezgâhlarken, devleti suçlamak hangi akla ve mantığa sığar?
Acı gerçekler
Ya da Amerikan derin devletinin ürettiği bir örgüt "Dini cemaat"
kisvesi altında Türkiye'de adliyeyi, polisi ele geçirip darbe
yapmak için harekete geçtiyse, bunları izlemekle yetinmek mümkün
müdür? Bu örgütün tezgâhladığı komplolar ile çok yakın geçmişte
nice suçsuz insan tutuklandıysa, bugün bu örgüt adına konuşan ve
yazanların "Özgürlük ve adalet istiyoruz" içerikli söylemleri bir
anlam taşır mı?
Eleştiri bir haktır
Yurtseverlik elbette bir iktidarı veya bir kişiyi sevmek anlamına
gelmez... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı veya AK Parti iktidarını özgürce
eleştirmek, çoğulcu ve özgürlükçü demokrasinin topluma tanıdığı en
doğal haktır. Eleştiri hakkını "Hakaret etmek" ile
karıştırmadığınız takdirde, kimse sizi suçlayamaz.
Ama bu eleştiri hakkını, gerçekten eleştirilmesi gerekenlere de
yöneltmediğiniz takdirde, sizin söylemleriniz toplumun çok büyük
kesiminde "Hainlik" olarak görülür. Kentte yaşayanlara hizmet etmek
için seçilenlerin görev aldığı belediyelerin, teröre yataklık
etmelerini sadece izler ve daha ötesi alkışlarken, sizin iktidara
yönelik eleştirilerinizin bir değeri olabilir mi?