Mevsimlerin kayması, küresel ısınma ve doğal felaketler "Dünyanın sonu mu geliyor" yani"Kıyamet yakın mı" sorusunu yine gündeme getirdi... Diyanet İşleri eski başkanı ilahiyatçı Prof. Dr. Süleyman Ateş'in yıllar önceki bir yazısında verdiği "Kıyamet"e ilişkin bilgileri arşivimden çıkardım.
Buna göre kıyamet alametleri konusunda Kuran'da açık bir ayet yokmuş. Allah'tan başka kimsenin bilmeyeceği, ansızın gelecek olan kıyametin Peygambere de bildirilmediği Kuran'da vurgulanmaktaymış. Ancak bazı ayetlere dayanılarak ve birbirleri ile çelişkili rivayetler kullanılarak "Kıyamet alametleri" ile ilgili zorlama yorumlar yapılagelirmiş.
Bina ile zina arttı mı?
Gerçekten de "Kıyamet ha koptu, ha kopacak" diye insanları ürkütenler gibi "Dabbetül-arz (yerden çıkacak canlı) şudur" diye olmadık yorumlar yapanlar da yok mu? Herhalde sizler de "Bina ile zina arttı. Kıyamet yakın" diyenlere rastlıyorsunuzdur... Süleyman Ateş söz konusu yazısında "Ragıb el-Isfahani"ye dayanarak üç türlü kıyameti sıralamıştı...
Küçük Kıyamet- Bireyin ölümü, kişisel kıyamet/ Orta Kıyamet- Bir neslin yok olması, toplumsal kıyamet/ Büyük Kıyamet- Kozmik veya küresel kıyamet.
İdeolojik kıyamet
İlahi kıyametin müneccimliğini yapanlar kadar, belli klişe cümlelerle ideolojik kıyamet müneccimliği yapanlar çok fazla değil mi toplumumuzda? "Rejim tehlikede, bu işin sonu yok/ Demokrasi Cumhuriyet'i yozlaştırdı, laiklik elden gidiyor/ Bu gidişle çöker ve dağılırız/ Çok endişeliyim, yolun sonu göründü" Bu tür cümleleri sık sık duymaz mıyız?