Tarih bilincine sahip olmak, tarihi yeniden yaşamayı
gerektirmez. Daha ötesi, bugünü tarihi ölçütlerle değerlendirmeyi
denerseniz, krizlere boğulabilirsiniz... Necip Fazıl Kısakürek'in
bunu ifade eden sözlerini hep hatırlarım... Şöyle demiş
şairimiz:
"- Şimdi Fatih kalksa mezarından ne ben onu tanırım ne o beni
tanır. Ama İstanbul'u Bizanslılar almış deyip, tekrar
savaşır."
1915'i 2015'e taşımayı deneyen ve bunu bir Türk düşmanlığına
gerekçe kılmaya çalışan Ermeni diyasporasının akılsızlığının
bedelini Erivan ödemiyor mu? Sonuçta aklı başında herkes "Ankara
ile Erivan arasındaki ilişkiler normale dönmeli" derken, bu
beklenti adeta sonsuza ertelendi.
Yavru mu kardeş mi?
Aynı şekilde "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkiye'nin yavrusu mu,
kardeşi mi yoksa yeğeni midir" benzeri arayışların da bugün fazla
anlamı olamaz. Bir karikatürdeki tavuk yanındaki pilice "Sen benim
için hâlâ bir yumurtasın" diyordu. Olaya böyle bakmak da mümkündür
yahut "Las Vegas çok uzak ama KKTC çok yakın" demek de...
Bugüne kadar yaşananları bilerek takvimleri geriye alabilseydik,
1974 Barış Harekâtı ertesinde herhalde farklı davranırdık...
Türkiye de, "Birleşik Kıbrıs Federasyonu" da Avrupa Birliği üyesi
olurlardı. Muhtemelen 12 Eylül darbesi olmazdı. Belki PKK eylemleri
başlamazdı...