İşin ciddiyetini kaçırmamak bütün işlerde önemlidir.
Bir işi ne kadar sulandırırsanız o kadar kötü sonuç alırsınız.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem
İmamoğlu bu göreve geldiğinden beri İstanbul'da işler
sulandırılıyor.
Ne zaman bir problem yaşansa ya da doğadan gelen zorlayıcı bir
durum olsa Ekrem İmamoğlu ortadan yok oluyor.
Konuştuğu zaman her şeyin daha iyi olacağından falan söz ediyor ama
onun ilgi alanına giren İstanbul Belediyesi'nin halk hizmetlerinde
her şey kötüye gidiyor.
Sonuçta galiba siyasette yüz göz olmak böyledir.
Yani İmamoğlu'nun söylediği hiçbir şeyi ciddiye almayacaksın
ve onun görev alanına giren herhangi bir konuda ciddi hiçbir hizmet
beklemeyeceksin.
EN KÖTÜ BAŞKAN
Elinizi vicdanınıza koyun, bunca yıldır İstanbul'da kaç tane
belediye başkanı gördük, ama hiç böylesini görmedik.
Acaba bunun sebebi, İmamoğlu'nun HDP desteğiyle seçilmiş
olması mı?
Ya da İmamoğlu'nun bundan sonra İstanbul Belediye
Başkanlığı'nı bir ayrıntı gibi görüp kendini cumhurbaşkanı
koltuğunda hissetmesi mi?
Yani durum ne ise İstanbulluların canına tak etti.
Ulaşım rezil, bozuk otobüsleri bıraktım taksi yok.
Kar yağdığı zaman yolları kim temizleyecek belli değil.
Belli olan bir şey var, o da balıkçıya gidip kalkan balığını kim
mideye indirecek.
BU BÖYLE GİTMEZ
İşin tadı kaçıyor.
Bu böyle gitmez.
Bu laubaliliğin devlet yönetimine sirayet ettiğini
düşünsenize...
Bakanlıklar belediye gibi olursa, cumhurbaşkanlığı makamı İBB
Başkanı'na biraz benzese bu ülke nasıl yönetilebilir.
Siz de aynı fikirde değil misiniz?