Koalisyon pazarlıkları şu ya da bu şekilde bir sonuca
ulaşacaktır. Neticede ölümden öteye köy olmadığı gibi, erken bir
genel seçimden öteye de başka bir çözüm yoktur çok partili
siyasette... Kısacası Türkiye hükümetsiz kalmaz.
Bu kararsızlık ortamında veya geçiş döneminde en rahatsız edici
gelişme "İstemezükçüler"in seslerini yine yükseltme ve kazan
kaldırma çabaları değil mi? Bunlar bir yandan "Onlar aya, biz yaya"
diyerek geri kalmışlığımızı vurgularlar, aynı anda da yeni ve ileri
ne varsa onun gelmesini engellerler.
Yeter artık!
Bunların seslerini yakın ve uzak geçmişte her fırsatta
yükselttiklerini duymaya alışmış olduğumuz için, şimdi de
yadırgamamız gerekiyor. Ama bunların ülkenin ve toplumun
gelişmesine vurdukları sekteyi düşündüğünüz zaman da "Yeter artık"
diye bağırmak geliyor içinizden...
"Döviz israfı olur, istemezük" dedikleri için en yaygın kitle
iletişim aracı olan televizyon dünyadan 30 yıl sonra Türkiye'ye
geldi.
Bunlar "Kıyılar yağmalanır, istemezük" dedikleri için Ege ve
Akdeniz'i turizme Turgut Özal "yeter artık" diyene kadar
açamadık.