Uzak ve yakın tarihte benzerine pek rastlanmamış bir traji-komik
senaryo uluslararası siyaset sahnesinde sergilenmekte... "The New
York Times" yazarı Roger Cohen'in dünkü yorumuna bakarsanız, buna
benzer bir durum Avrupalıların Münih'te Hitler'e boyun eğmesinde de
görülmüştü.
Şu tabloya bakın... Dünyanın tek gerçek süper gücü olarak bilinen
Amerika Birleşik Devletleri, ekonomik ve siyasi kaderi petrol
fiyatlarının inip çıkmasına bağlı olan Rusya'nın Putin'i karşısında
süt dökmüş kedi konumunda. Putin canı istediği zaman haritaları
değiştirmiyor mu? Ukrayna'yı hedef alan ve Kırım'ı ilhak eden Rusya
için, bir noktada durmak ise söz konusu değil...
Arka bahçe
Ortadoğu ve özellikle Suriye, şu anda sanki Rusya'nın arka
bahçesi... Irak'ı işgal ettikten sonraki yeteneksiz ve vizyonsuz
siyaseti ile Irak'ı Şii -Sünni gerginliğine sürükleyen ve sonunda
IŞİD'in ortaya çıkmasına sebep olan ve bu kargaşanın Suriye
topraklarına da bulaşmasına sebep olan ABD, sanki yaptıklarından
utanmış gibi, sahayı Rusya'ya terk etmiş bir konumda değil mi?
Sadece seyirci
Ve Suriye'de Rus bombalarından kaçıp canlarını kurtarmaya çalışan
bahtsız insanlar, sanki sadece Türkiye'nin sorunu... Beşşar Esad'a
"Aman sakın kimyasal silah kullanma, kendi vatandaşlarını sadece
konvansiyonel silahlarla öldür" diyerek katliama yeşil ışık yakan
Amerika, şimdi de Rusya'nın katliamına karşı sadece seyirci...
Avrupalılar ise "Suriyeli mülteciler Avrupa'ya gelmesinler de ne
olursa olsun" havasında değiller mi? Vizyonsuz ve çapsız
siyasetçiler Avrupa'nın siyasi iradesini, yabancı düşmanlığına
dönüşen bir popülizmin eline terk etmiş durumda değiller mi?