Galiba bazı kavramları yeni dünyanın gerçekleri ışığında yeniden
değerlendirmek gerekiyor. Örneğin "Milliyetçilik"ten
"Vatanseverlik"e geçiş sürecinde, eski değerleri yeni kavramlara
karıştırdığınız takdirde, kavram kargaşasına
düşebilirsiniz.
Bernard Shaw bu kavram kargaşasının bir yansımasını "Vatanseverlik,
siz orada doğduğunuz için kendi ülkenizin diğer ülkelerden daha
değerli ve daha üstün olduğuna inanmanızdır" şeklinde formüle
etmiş.
Vatanseverlik nedir?
Oysa çağdaş dünyada "Vatan sevgisi" gibi "Devlete sadakat"
kavramının da kapsam ve boyut değiştirdiğini görüyoruz. Tarihi
süreçlerin kaçınılmaz bir sonucudur bu. Çağımızda ulusal
egemenliklerin birer bölümü bir potaya atılarak, "Vatanseverlik"
kavramı da nitelik değiştirdi. "Devletlerin birbirlerinin iç
işlerine karışmaması" diye tanımlanan kuralın eski anlamı
kalmadı.
"Kabileye sadakat"ten "Krala sadakat"e dayanan çizginin çağımızda
"İnsanlık değerlerine sadakat"e dayandığını görmezden gelirseniz
"Benim teröristim haklıdır" söylemi ile, bazen terörist örgütlerin
eylemlerini, bazen de devlet terörizmini savunmak durumunda
kalabilirsiniz.