Kendi tarihiyle yüzleşmek, yanılgılara da dayanabilir
BAŞYAZI
MEHMET BARLAS
Kendi tarihiyle yüzleşmek, yanılgılara da dayanabilir
Paylaş
tweetle
paylaş
AA
iletişim
SMS Gönder:
MB yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
Ücret: 1,60TL'dir
Müşteri Hizmetleri:
0(216) 531 73 73
Yazdır
Yazara E-posta Gönder
Bu "Kendi tarihimizle yüzleşmek" olayını da galiba fazla abartmamak
gerekiyor. Geçenlerde bir arkadaş topluluğunda 1'inci Dünya
Savaşı'nın sonuçları ve "Kurtuluş Savaşı Zaferimiz" ertesindeki
yeni düzen üzerinde konuşup tartışıyorduk.
Bir arkadaş şu soruyu ortaya attı:
- Kurtuluş Savaşı zaferimizle sonuçlandığına göre, yani savaşı
kazandığımız halde neden Ege Adaları ve Batı Trakya Yunanistan'a,
12 Adalar İtalyanlara, Musul-Kerkük İngiliz mandası olan Irak'a,
Kıbrıs da İngilizlere bırakıldı, neden Osmanlı borçlarını Türkiye
Cumhuriyeti yüklendi?
Barış mı savaş mı?
Bu soruya hepimiz kendimizce cevap aradık. Kimimiz "Gücünün
sınırını bilmek", kimimiz de "Barışı savaşa tercih etmek" gibi
almaşıklar üzerinden cevaplar ürettik. Eğer zamanı 1923'e geri
döndürmek mümkün olsaydı, o dönemde Lozan üzerinde yapılan
tartışmaların gerginliğini herhalde bugüne taşırdık.
Bu vesile ile bugünün koşulları içinde ve kafa yapısı ile dünü
tartışmanın her zaman sağlıklı sonuçlar veremeyeceğini hissettim.
Özellikle tarihi kişiliklere dönük saplantılarla ve önyargılarla
hareket ettiğimiz takdirde, kendi tarihimizle yüzleşelim derken,
tarihin gerçeklerini iyice çarpıtabiliriz. Bugünkü CHP'ye sempati
duymadığımız için Atatürk'ü veya İnönü'yü güncel tartışmalarda
taraf olarak karşımıza alabiliriz. Bunun benzerini Ermeni
diyasporasının "Tehcir"i "Soykırım"a dönüştürme girişimlerinde de
görmüyor muyuz? Sonuçta Türkiye-Ermenistan ilişkileri sanki 1915'te
dondurulmuş gibi değil mi?