Yarın saat 10'da Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda, CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Cumhurbaşkanı adayı ile
kürsüye çıkacakmış... Adayın ismini mikrofondan salondakilere
duyurduktan sonra, arkadaki duvara adayın posterleri
yapıştırılacakmış. Demek ki adayın kendisi, Kılıçdaroğlu ve
posterlerin basıldığı matbaadakiler, adayın kim olduğunu Spor
Salonu'ndaki toplantı başlamadan önce biliyor olacaklar.
Ben Kılıçdaroğlu'nun yerinde olsaydım o gün yani yarın şöyle
davranırdım... Kürsüye adayla birlikte çıkar ve mikrofona şunları
söylerdim:
"Veda ediyorum"
- CHP'nin, cefakâr, vefakâr ve değerli delegeleri... Sizlerin
desteği sayesinde yıllardır hiç seçim zaferi kazanmadan ama
kurultay zaferleri kazanarak partimin genel başkanı olmayı
sürdürüyorum. Şimdi yeni bir dönüm noktasındayız. Yeni anayasal
sistemde parti lideri Cumhurbaşkanı adayı da olmadığı takdirde,
liderliği sadece lafta kalacaktır. Neticede ittifak kurduğumuz İyi
Parti'nin adayı Akşener, Saadet Partisi'nin adayı da Karamollaoğlu
olmuştur. Bu nedenle size birazdan tanıtacağım partimizin
Cumhurbaşkanı adayı, CHP'nin gerçek lideri de olacaktır. Böylece
Cumhurbaşkanı adayımıza başarılar dilerken, CHP'nin Genel
Başkanlığı'ndan da istifa ettiğimi sizlere duyuruyorum.
Tunceli yolcusu Kılıçdaroğlu bu konuşmayı yaptıktan sonra sade bir
CHP'li olarak delegelerin arasında oturursa, büyük itibar
kazanacaktır. Ama herhalde genel başkan olmadığı için canı
sıkılacak ve milletvekili olmak niçin hangi ilden adaylık
başvurusunda bulunacağına kolayca karar veremeyecektir. Tabii ki
babalarının memleketi Tunceli'den (yani Dersim'den) milletvekili
adayı olması en doğal davranış olacaktır.
Benim yarınki CHP toplantısına dönük beklentim budur...
Cumhurbaşkanı adayının ismi belirdikten sonra tabii ki buna ilişkin
yorumlar da yapılacaktır.