Bu günlerde sık sık Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiriyoruz ya...
Çünkü Kılıçdaroğlu bir kaset komplosuna kurban edilen Deniz
Baykal'ın yerine CHP'ye Genel Başkan olduktan sonra, hem girilen
her seçimde yenilgiden yenilgiye sürükledi partiyi, hem de bu köklü
partinin geleneklerini ayaklar altına aldı.
İlkesiz
24 Haziran seçimlerine girilirken Kılıçdaroğlu'nun kurduğu "Millet
İttifakı" ile CHP sonunda Saadet Partisi'nin müttefiki oldu. Ne
laiklik ilkesi ne de Madımak Faciası hatırlandı bu ittifak
oluşturulurken.
Daha önce de MHP ile "Çatı Adayı" denilerek Ekmeleddin İhsanoğlu
cumhurbaşkanı adayı gösterilirken, Kılıçdaroğlu eliyle kurt işareti
yaparak kampanya turlarına katılmıştı.
Hep devre dışı
Kısacası Kılıçdaroğlu için CHP'lilik oportünistlik, fırsatçılık,
ilkesizlik ve sonuçta ezikliği ağız bozukluğu ile unutturmaya
çalışmak anlamına geliyor. Kılıçdaroğlu'nun CHP'si Türkiye'deki
gelişmelere yön vermek yerine, sanki bir yabancı ülkenin gözlemci
örgütü gibi sadece her olayı protesto ediyor.
Oysa mesela CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal 1995'te Tansu
Çiller'le kurduğu koalisyonda başbakan yardımcısı ve dışişleri
bakanı olarak Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne girmesine katkıda
bulunmuştu.
İlk seçimde başarı
Kılıçdaroğlu ezikliğinin ve çaresizliğinin nasıl giderilebileceğini
eğer araştırıyorsa, mesela MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi
kendisine örnek almayı deneyebilir.
1997 senesinde MHP'nin kurucusu ve Genel Başkanı Alparslan
Türkeş'in vefatının ardından yapılan kurultayda MHP liderliğine
seçilmiş olan Dr.
Devlet Bahçeli, ilk girdiği seçimlerde yüzde 18'e yakın bir oy
almış ve seçimleri Bülent Ecevit'in liderliğini yaptığı DSP'nin
ardından ikinci sırada tamamlamıştır.
Kilit parti MHP
Son dönemde de Bahçeli, özellikle 15Temmuz darbe girişimi,
ertesinde hiç taviz vermeden aynı çizgiyi Cumhurbaşkanı Erdoğan'la
birlikte izlemiş ve bu kararlı tutumunun siyasi meyvesini de 24
Haziran seçimlerinden TBMM'deki kilit parti olarak çıkması ile
toplamıştır. Bu şekilde MHP şu anda muhalefetteki iktidar
konumunda, ülkedeki gelişmelere ağırlığını koymaktadır.
Sönen ve parlayan yıldızlar
Devlet Bahçeli de Kemal Kılıçdaroğlu da 1948 doğumludurlar. Ama
Kılıçdaroğlu'nun yıldızı 24 Haziran seçimlerindeki yenilgi ile
iyice sönerken, Devlet Bahçeli MHP'yi kilit parti konumuna
getirerek siyasetin parlayan yıldızı olmuştur. Yani Kılıçdaroğlu
kendi performansını Bahçeli'nin performansı ile mukayese ederse,
belki hiç düşünmeden CHP Genel Başkanlığından istifa eder.
Kılıçdaroğlu'na Tayyip Erdoğan'ı örnek almasını hiç söyleyemeyiz.
Öyle bir başarılı siyasi yaşama sahip olduğunu rüyasında görse bile
inanmaz ki...