Olağanüstü günler yaşadığımız kesin. Bir salgın hastalık çıktı, onun varyasyonları devam ediyor. Hatta bir tane daha yenisi çıkmış. İnsanlar bir noktada çaresiz. Sağlık Bakanlığı durum hakkında rakamlar verirken günlük ölümleri de bildiriyor. Aşılar falan ancak bir ölçüde manevi tatmin veriyor. Bu arada Türk aşısı bazı çevreler tarafından siyasi tartışma konusu da oldu. Türk aşısının sahte olduğunu iddia edenlere Cumhurbaşkanı Erdoğan anladıkları dilden cevabı verdi.
Şimdi bundan sonrası için ne yapmamız gerekiyor?
Kitleler ucuzluk, refah ve sağlık bekliyor. Bunlara ilk cevap
olarak benzin ve doğalgazda indirime gidilmeli. Dolar'ı 18 liradan
indirdik ama neticede 13 lira yine de fazla. Bu acı gerçekler
siyasetin sürekli gündeminde olmalı.
İşin en önemli yanı AK Parti ile MHP'nin şu anda başaramadıklarını
Cumhuriyet Halk Partisi'nin, Kılıçdaroğlu'nun başarabileceğini
düşünebiliyor musunuz? PKK'lı kadroların sızdığı, FETÖ'cü
kitlelerin yol gösterdiği bir siyasi akım hem hastalıklarla
boğuşacak, hem ulusal ekonomiyi güçlendirecek, hem de Türkiye'ye
dönük terörist girişimleri etkisiz kılacak. Bumasalı kime
anlatırsanız anlatın buna sadece cadı masalı derler.
Bence AK Parti'nin biraz daha sakin olması lazım. Her türlü saçmalığa aynı sertlikte cevap vermek onlarla aynı düzeye getiriyor. Kemal Kılıçdaroğlu ağzından çıkan sözlerin pek azını kulağıyla duyan bir kişi. Onun her lafına bir cevap üretmek sadece abesle iştigaldir. Türkiye'nin bundan sonra yapması gereken soğukkanlı bir ekonomi politikası izlemektir. Yani maaşlara yapılan artışlarla vatandaşın ekonomisi arasındaki açık da gidermeli. Bu açığın adı da enflasyon değil mi? Yani ekonomiden anlayanlar seslerini yükseltmeli ve anlamayanlar da susmalıdır. Kısacası Türkiye'nin akla ihtiyacı var.