Özdeyişlerin birer birer doğrulandığı günlerde yaşıyoruz... Mesela "Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste" deyişini, CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun davranışlarını tanımlamak için kullanmak çok doğru olmaz mı?
Neler dememişti?
Kılıçdaroğlu'nun 24 Haziran seçimleri sonrasında sonuçları nasıl yorumladığını hatırlayın:
"- Bu seçimin tek kaybedeni AK Parti'dir... Bir diktatörün nesini tebrik edeceğim, nesini kutlayacağım?"
"- Demokrasiyi savunuyorsa, evet bu konuda yeni anayasa değişikliği yapacağız diyorsa ilk ben tebrik edeceğim."
"- Demokrasiden yana tavır alanların bir arada durmasının ne kadar değerli olduğunu bütün dünyaya anlattık."
Meğer neymiş...
Kılıçdaroğlu'nun bu sözlerinin ne kadar içten olduğunu anlamak için dün Muharrem İnce'nin Kılıçdaroğlu hakkındaki açıklamasına bakmalıyız:
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, "Partimdeki gelişmeleri ibretle ve üzülerek izliyorum. Koltuğa yapışanlar kalkmamak için her yolu deniyor, her yola başvuruyor. Her şeye rağmen umut galip gelecek, değişim çok yakında" dedi.
Koltuğa yapışmak
Bu arada koltuğa yapışmanın adeta sembol adamı konumundaki Kılıçdaroğlu'nun güdümündeki CHP il başkanlarının olağanüstü kurultay isteyenlere "Kurultay taleplerinizden vazgeçin" demeleri de, kayda geçirilmesi gereken davranışlardandı. Ve sonunda Kılıçdaroğlu da duygularını gizleyemedi...
Değişim korkusu
Kurultay tartışmaları için "Varsa çoğunluk toplarız kurultayı" diyen Kılıçdaroğlu, Önder Sav ve parti içinde değişim isteyen delegeler için yeni bir açıklamada bulundu. Kılıçdaroğlu, "Eski Genel Sekreter Önder Sav ve ekibinin de içinde bulunduğu bir ekip 'değişim olsun' diye talepte bulunuyor. Hayrete düştüğüm nokta da burası... Nasıl oluyor da istiyorlar, anlamıyorum..." dedi.
Korku dağları bekler
Woody Allen "Ölmekten korkmuyorum. Sadece o sırada orada olmak istemiyorum" diyor ya... Kılıçdaroğlu da, olağanüstü kurultaydan korkmuyor ama o sırada orada olmak da istemiyor galiba.