Komşu halkların yaşadıkları krizleri ve hatta trajedileri, sanki
bunların benzerlerini hiç yaşamamışız gibi nasıl uzaktan ve
kayıtsızca izliyoruz...
Yunanistan'da birikimlerini bankalarda saklayanlar, bankaların
kapalı kapıları önünde kuyruktalar... 2000'lerin başında bizde kaç
bankanın kapandığını unuttunuz mu?
Birleşmiş Milletler'in raporlarına göre Suriye'de 10 milyon kişi
evini terk etmiş... Bizde Güneydoğu'daki örtülü iç savaş yüzünden
1980'li ve 90'lı yıllarda kaç vatandaşın evini köyünü terk edip,
başka yörelere göçtüğünü hatırlıyor musunuz? Faili meçhul
cinayetleri falan unuttuk mu?
Unuttunuz mu?
Irak ve Suriye'nin topraklarında çeşitli isimleri taşıyan terör
örgütlerinin egemenliğine giren kentler ve bölgeler var. Bu
örgütler kendileri gibi olmayan sivilleri ya evlerinden kovuyor ya
da öldürüyor... Bizim de bu tür "Kurtarılmış bölgeler"i kendi
topraklarımızda gördüğümüzü, kentlerin semtlerinin terör örgütleri
tarafından paylaşıldığını hatırlamıyor muyuz?
Dün "Galiba bazılarına rahat battı" diye yazmıştım.
Bunlar bitmez tükenmez ekonomik krizleri, bol sıfırlı TL'yi, her
seferinde IMF'nin kapısına gidip yeni bir stand-by ile para
dilenmeyi mi özlediler acaba?