Bir ülkede mahkemelerin var olması, adaletin de var olduğunun
kanıtı değildir. Mahkemelerin varlığı adaletin tecelli etmesine bir
şans tanır...
Bir gazeteci olarak Can Dündar ile Erdem Gül'ün yargı kararı ile
tahliye edilmelerinden mutluluk duymamak tabii ki mümkün değil. Ama
Anayasa Mahkemesi'nin tahliyeyi sağlayan kararının, adaletin
tecellisine sadece bir şans tanıdığını da unutmayalım. Bu iki
gazetecinin tutuklanmasına da dayanan dava, esasta devam ediyor. Bu
nedenle, söz konusu davanın sonucu belli olana kadar, büyük
konuşmaktan kaçınmak daha doğru olacaktır.
Farklı yaklaşımlar
Aslında siyasi konumlara göre yurttaki ve dünyadaki gelişmelere de,
hukuki anlaşmazlıklara da yorum getirmek, galiba insanlığın kötü
alışkanlıkları arasında. Örneğin Çin'deki ekonomik gelişmeye bakıp
"Eyvah, bu ülke sonunda dünyanın başına bela olacak" da
diyebilirsiniz, "Ne mutlu ki bir büyük insan topluluğu daha
gelişmişlik sürecine girdi" demeniz de mümkündür.
Bunun bir benzerini Türkiye'nin terörle mücadelesine ilişkin farklı
yorumlarda da görmüyor muyuz? Yani insanları alışkanlıklarından,
önyargılarından, saplantılarından, nefretlerinden veya
ezberlerinden arındırmak pek mümkün değil.