Moskova'daki Arbat sokağından farklı dönemlerde satın alacağınız
bir "Matruşka" bebeğin dış yüzünde farklı portreler sergilense de,
içindeki üç boyutlu portreler hep aynıdır. Mesela bugün alacağınız
bir matruşkanın dış yüzünde Putin portresi vardır. On yıl önce bu
portre Yeltsin'di. Ama içeriden hep Gorbaçev, Brejnev, Kruşçef,
Stalin, Lenin, Çar Nikola ve nihayet Büyük (Deli) Petro bebekleri
çıkardı.
Farklı matruşkalar
Yaşadıkça farkına varıyoruz ki, bütün ilişkiler birer matruşka
yapısındadır. Dış yüzünde "İttifak" olarak görünen matruşkanın
içinden darbe destekçiliğinin çıktığını bile görmedik mi? Ama
Türkiye için en fazla sürprizlerle dolu matruşka, Amerikan
İttifakı'ndan sonra Avrupa Birliği'dir.
Gerginlik ve demeçler
Mesela şu anda Almanya ile aramızda çeşitli nedenlerden kaynaklanan
bir gerginlik var. İki ülkenin yetkili sözcüleri, de birbirini
kınayan açıklamalar yapıyorlar. Ama bir Türk bakanın "Eğer Almanya
Türkiye'deki darbenin sanıklarına, FETÖ'cülere ve PKK'ya kucak
açmayı sürdürürse, AB ile ilişkileri dondurulmalı" dediğini hiç
duymadık.
AB'nin patronu
Buna karşı Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı ve Almanya'nın
Başbakan adayı Martin Schulz, "Rheinische Post" gazetesine verdiği
demeçte "Türkiye Cumhurbaşkanı'na belirli bir müddet vermeliyiz.
Eğer Sayın Erdoğan Alman tutukluları derhal serbest bırakmazsa,
AB'nin Gümrük Birliği'nin genişletilmesi için Türkiye ile
müzakereleri kesmesi gerekir" demiş.
Vurucu güç mü?
Ankara Antlaşması imzalandığında, ileride AB'nin Almanya'nın vurucu
gücü olacağını kim tahmin edebilirdi ki? Hitler döneminde bu vurucu
güç Wehrmacht'tı, yani Alman Silahlı Kuvvetleri'ydi. Bugün ise
AB'yi ve Euro'yu vurucu güç olarak kullanıyor Almanya...
İtalya'nın, Yunanistan'ın başbakanlarını Almanya belirliyor.
Türkiye ile bir anlaşmazlık olduğunda da Alman siyasetçiler olayı
hemen AB ile Türkiye'nin ilişkilerini kesme tehdidine
yönlendiriyorlar.
Bu da bir matruşka
Tam üyelik başvurumuzun yapıldığında dönemin Adalet Bakanı Cemil
Çiçek "AB bir matruşka olayı değildir. Türkiye için kutu içinden
kutu çıkartılmamalı" dediğinde, bu açıklamayı bir fantezi olarak
değerlendirmiştim. Şimdi anlıyorum ki Cemil Çiçek uzağı gören bir
siyasetçiymiş... Ve sonuçta "AB Matruşkası"nın dış yüzünde
Merkel'in ve içinde Hitler'e kadar uzanan Alman siyasetçilerin
bebeklerinin bulunduğunu görebiliyorum.