Sonunda ekonomi idaresinin bir şans oyunu veya kumar olmadığını
öğrendik.
Eğer işin başında yetenekli ve ehliyetli insanlar varsa ekonomi,
toplumların gelişmesi için en etkin yol oluyor. Aksi halde
ekonomiyi idare ettiklerini zanneden kumarbazlar ülkelerini
batırıyor, kendilerini rezil ediyorlar. 2000 öncesinde bunun
ikisini de gördük.
Burada bizi şaşırtan, Tayyip
Erdoğan'ın düşük faiz ısrarının ekonomi bilimiyle
ilgisi olmadığını zannetmemiz oldu.
Oysa o faizi bütün boyutlarıyla ele alıyordu. Sonunda Türk
Lirası'nı da döviz kurlarına endeksli bir model haline getirdi.
MUHALEFETİN ACIKLI HâLİ
Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri'nde
başkan olsaydı bugün herhalde dünya bambaşka bir yer olurdu.
Bir kere Afrika'nın yoksul ülkeleri Amerikan Doları'na
boğulurdu.
Birleşmiş Milletler'deki adaletsiz Güvenlik Konseyi modeli sokağa
atılırdı.
Çünkü dünyanın ihtiyacı olan şey gerçek barıştır, paradır, refahtır
ve insanca davranışlardır.
Biz bunu Tayyip Erdoğan'ın başbakan olduğu günden
beri görüyoruz....