Dünyanın gözü birbirlerinden çok uzak iki coğrafyaya
kilitlendi...
Kaliforniya'daki ve Gazze'deki insanların hayatlarına da mal olan
yangınlar durdurulamıyor.
Kaliforniya'da sayılabilen ölü sayısı 50'ye yaklaştı. Gazze'de ise
İsrail uçaklarının attıkları bombalarla iki günde 15 kişi can
verdi. Çaresizlik
Dünya çaresiz izliyor yaşananları. Donald Trump Amerika'daki
yangına çözüm bulmak ve kaynak aktarmak yerine, itfaiyeyi
eleştiriyor. Gazze'deki İsrail saldırısına ise, Birleşmiş Milletler
seyirci kalmakta. İsrail sadece kınanıyor... Kural dinlemiyor
Dünyadaki tek olay bu yangınlardan ibaret değil.
Özellikle ABD Başkanı Donald Trump'ın kural ve nezaket dinlemeyen
açıklamaları, dünya siyasetini şirazesinden çıkarmak üzere...
Trump son Paris ziyareti ertesinde attığı tweet'le Fransızları
aşağıladı ve "Biz olmasaydık siz Fransızlar Almanca öğrenmek
zorunda kalacaktınız" benzeri şeyler söyledi. Sözde
reformistmiş
Dünya sahnesindeki bir diğer hastalıklı görüntü ise Suudi
Arabistan'dan gelmekte... Kadınlara otomobil kullanmak hakkını
verdiği için "Reformist" diye tanımlanan veliaht Muhammed bin
Selman, Kaşıkçı cinayetinin bütün ayrıntılarının açığa çıkmasına
rağmen hâlâ ülkenin en güçlü adamı konumunda... Yemen'de çocukları
Amerikan bombaları ile öldüren, Suudi Arabistan'daki zengin
akrabalarını otele tıkayıp işkence yapan ve onların servetlerine el
koyan bin Selman, sırtını ABD'ye dayadığı için kendini dokunulmaz
olarak görüyor. Rauf Tamer diyor ki...
Bize gelince, önümüzdeki martta yapılacak yerel seçimlere
kilitlenmek üzereyiz. Bu konuda Rauf Tamer çok gerçekçi bir yazı
yazmıştı Posta'da...
Şöyle diyordu:
"CHP kanadında, belediyeler için ağır topların ismi geçiyor. Fena
mı?
Gürsel Tekin, Akif Hamzaçebi, Sezgin Tanrıkulu, Özgür Özel,
Levent...