Seçime uzanan siyaset ortamı, rakip siyasetçilerin birbirleri
hakkında söyleyecekleri aşağılayıcı ve ağır söylemlerle dolu
olacaktır... Bu kaçınılmaz. Demokrasi tarihimiz bu tür sözlü
dalaşmalarla ve hakaretlerle dolu... 12 Eylül askeri rejimi darbe
öncesinde Demirel ile Ecevit'in birbirleri hakkında söylediklerini
kitaplaştırıp, bir nevi darbe gerekçesi olarak sunmamış mıydı?
1950'li yıllar da böyleydi... Örneğin 1950'li yıllarda bir Demokrat
Partili, o dönemde CHP Genel Sekreteri olan Kasım Gülek'in
sünnetsiz olduğu iddiasını seslendirmişti. Kasım Gülek de bu
iddianın seslendiricisine "Bunu hanımından mı duydun" diyerek cevap
vermişti.
Örnekler çok fazla
Madem siyasi geleneğimizde bu tür sözlü dalaşmaların olması
kaçınılmaz... Bu durumda siyasi liderlerin metin yazarları, dünya
siyasetindeki bu tür dalaşmalardan esinlenerek patronlarına yeni
ufuklar açsalar, fena mı olurdu? Onlara yardımcı olmak için bazı
örnekleri hatırlatabiliriz.
İngiliz başbakanı Lloyd George rakibi Chamberlain'i "Toptancı
ticaretin perakendeci mantığı" diyerek eleştirmiş... ABD Başkanı
Jefferson da Fransa İmparatoru Napolyon için "Umursamazlığını
cahilliği ile takviye eden ve ne ekonomiden, ne siyasetten ne de
yönetimden haberi olan kişi" demiş.