Eğer gazetecilik mesleğine yeni adım atmış bir amatör değilseniz
CHP'yi izlerken "Yine eski masallar anlatılıyor" diyerek bakarsınız
gelişmelere.
O gün ne olmuştu?
Bugün "Acaba Kılıçdaroğlu neden kendisinin olması gerekirken
Muharrem İnce'yi Cumhurbaşkanlığına aday gösterdi" diye kendi
kendinize soruyorsanız, açın gazete koleksiyonlarını... Bakın
bakalım CHP'de daha önce de böyle şeyler olmuş mu? Mesela 2009
yılında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP'nin İstanbul Belediye
Başkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nu göstermiş. Bu adayın adı
belli olunca da, Reha Muhtar Vatan gazetesindeki köşesinde şöyle
yazmış:
Bay Baykal ve bay Kılıçdaroğlu
"-Ne yaptıysak, ne söylediysek farketmedi... Bay Deniz Baykal, Bay
Kemal Kılıçdaroğlu'nu İstanbul'a Belediye Başkan adayı yaptı...
Sanıyorum Bay Tayyip Erdoğan iyice bir rahatlamış, keyiflenmiştir
bu karardan... Kemal Kılıçdaroğlu'nun da İstanbul'a aday olmasıyla,
önümüzdeki genel seçimde Bay Tayyip Erdoğan'a rakip olacak bir
müstakbel lider adayının şimdilik olmadığı ortaya çıkmıştır...
Vay canına...
"- Bay Kemal Kılıçdaroğlu yolsuzluklara karşı verdiği dosyalı
muhalefet mücadelesi, demokratik olgunluğu, halkta yarattığı müthiş
prestijle, karizması güçlü Tayyip Erdoğan'a karşı, Baykal'la
birlikte genel seçimlerde yürüyecek en etkili figürdü... Bu şansı
kalmadı Bay Kemal Kılıçdaroğlu'nun... İstanbul'a belediye başkanı
olursa zaten genel seçimlerde olmayacak... İstanbul'u kazanamazsa,
prestij kaybedecek, eski gücünde olmayacak..." Osmanlı'da oyun
bitmez Ne dersiniz? Reha Muhtar'ın yazısındaki Deniz Baykal'ın
yerine Kemal Kılıçdaroğlu'nu, Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerine de
Muharrem İnce'yi yazın...
İstanbul belediye başkan adaylığı yerine de Cumhurbaşkanı adaylığı
diye yazın. Ne demek istediğimi görürsünüz. Reha Muhtar'ın o gün
bilemeyeceği şey "Osman...