CHP'nin sorunu sade Kemal Kılıçdaroğlu değildir. Son dokuz
seçimde de iktidar olamayan iktidara alternatif ana muhalefet
partisinin kadroları yönetimi değiştiremiyorlarsa, sorun tepeden
tabana inen bir boyuttadır.
Son yenilgiden sonra da bu partinin Genel Başkanı özeleştiri yapmak
yerine kazananlara dönük ayıplı laflar söyleyip pişkinlik
edebiliyorsa, sorun trajik boyuta gelmiş demektir.
Ayıplı davranışlar
CHP'nin doğasına aykırı arayışlara imza atan Kılıçdaroğlu'nun,
bunlar sanki birer malmış gibi 15 milletvekilini İyi Parti'ye ödünç
vermesi veya AK Parti kurucusu Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı adayı
yapma çabası ya da HDP ile kader arkadaşlığı yapması onun hatalar
listesinin sadece üç maddesidir.
Ders almadı
Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli'den ders alsaydı ve sürekli huysuz
siyasetçi rolünü oynamak yerine iktidar partisini ortak ulusal
çıkarlar ve özgürlükler doğrultusunda yönlendirmeyi deneseydi,
bugün CHP bu konumda olur muydu?
Bir kasaba kurnazı üslubuyla siyaset yaparken Aziz Nesin'in "Zübük"
tiplemesinde olduğu gibi davranması, CHP'yi artık geri dönüşü
olmayan bir noktaya getirmiş bulunuyor.
Öz-yamyamlık süreci
Ne var ki Kılıçdaroğlu koltuğunu kendi belirlediği kurultay
delegelerine dayanarak bırakmayacağa benziyor.
Bu durumda siyasetin gündemine acı bir "Otofaji" durumu yani bir
başka deyişle öz-yamyamlık olayı girmektedir.
Bir dönemde her şeye Türkçe karşılık üretilirken "Otomobil"e de
"Kendigider" denilirdi ya... Autofagy de (Türkçe okunuşu otofaji)
Yunanca'nın "Kendi" (Auto) ve "Yemek" (Fagy) kelimelerinden
üretilmiş bir kavramdır.
Siyaseti kötü etkiliyor
CHP'nin Kılıçdaroğlu yönetiminde kendi kendini yiyerek tüketmesi,
bazılarının kendi tırnaklarını ya da saçlarını yemesinden daha
öteye bir durumu işaret ediyor. CHP'nin çaresizlikten kendi kendini
yiyip tüketmesi, topluma da yansıyor. Ezik siyasetçiler ortak
geçmişin heyecanını ortak geleceğe aktarmak yerine, rakiplerini
düşman ve yabancı olarak görüyorlar. Böylece birbirlerini ve
dolayısıyla toplumun demokrasiye olan inancını yemeye ve tüketmeye
başlıyorlar.
Dileriz Kılıçdaroğlu bu öz-yamyamlık sürecinde geçmişte Mustafa
Sarıgül'ü yediği gibi Muharrem İnce'yi de yiyip tüketmez...