Özellikle dış politikada kraldan fazla kralcı olmanın
yanlışlığını hemen hemen tüm gelişmeler göstermiyor mu? Şöyle bir
hatırlayın yakın geçmişte kimlere ve hangi ülkelere ne tür tepkiler
gösterdiğimizi... Ve bugün bu kişiler ve ülkelerle olan
ilişkilerimizin hangi düzeylerde olduğuna bir bakın.
Nereden nereye?
Rus uçağının düşürülmesi ertesinde hem Putin'e hem de
Rusya'ya nasıl bakıyorduk? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arayı düzeltmek
için attığı adım sonrasında, Türkiye ile Rusya neredeyse stratejik
ortak olma noktasına gelmediler mi? Son olarak Cumhurbaşkanı
Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin dün bir telefon görüşmesi
yapmışlar ve Putin Erdoğan'ı, yeniden AK Parti Genel Başkanlığına
seçilmesinden dolayı tebrik etmiş. Görüşmede Rusya ve Türkiye
arasındaki stratejik ilişkinin derinleştirilmesi konusunda da görüş
birliğine varılmış.
Avrupa ve biz
Avrupa Birliği ile yaşadığımız gerginlikler
konusunda da durum aynı değil mi? Basın olarak
ne ağır tepkiler seslendirmemiş miydik Avrupalılara?
Buna karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Brüksel
dönüşü yaptığı açıklamalar, bambaşka bir
yaklaşımı yansıtmıyor mu? O açıklamaları
hatırlayalım:
Yeni bir süreç mi?
"-Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Tusk ve AB Komisyonu Juncker
ile yaptığımız görüşmede Avrupa Birliği üyelik sürecine yeni ve
pozitif bir ivme kazandırılması hususunda olumlu sinyaller aldım.
Türkiye AB göç anlaşmasının uygulanması hususu ile vize konusunu
müzakere ettik. Terörle mücadelede Türkiye'ye destek olunmasını
istedik. Referandum sürecinde yaşananların geride bırakılması
gerekiyor. Artık yeni bir süreci başlatma temennisi Tusk ve Juncker
tarafından da gündeme getirildi."
Daha olumlular