Siyasi partilerin halktan oy alamadığı bir muhalefet modelini, medyanın bazı yöneticilerinin gazetelerine taşımaları onların egolarını belki cilalayabilir... Ama geçmişte egolarını cilalarken, medya sermayelerini ve bu arada hem demokrasiyi, hem de ekonomiyi ve bankacılığı açmazlara sürükleyen amatör medya politikacıları da herhalde hatırlanmalıdır.
Bunları unutanlar Dinç Bilgin'e sorup, hatırlayabilirler.
Sadakat sorunsalı
Aslında Türk gazetecilerinin içinden bir türlü çıkamadıkları ikilemin özünde "Sadakat"sorunsalı vardır.
- Mesleğimin temel gereklerine, düşüncelerime, bilgime, evrensel doğrulara mı sadık olacağım?
- Sadece çalıştığım yayın organının patronuna mı sadık olacağım?
Bu ikilemi tabii ki her gazeteci kendince farklı değerlendirir...
Bazı uygulamalar
Örneğin "Ben sadece mesleğime sadakat gösteririm" diyerek, birlikte yıllarca çalıştığı ve o dönemde hiç sorgulamadığı patronunu ve geçmişte kader arkadaşlığı yaptığı meslektaşlarını, başka bir yayın organına geçtikten sonra yerden yere vuranlar da vardır.
Ya da kendi çalıştığı yayın organının ve patronunun kuşkulu ilişkilerini görmezden gelen, ama rakip yayın organlarının ve patronların her davranışlarında yasa veya ahlak dışılık arayanlar da vardır.