Şimdi de yeni bir söylem geliştirildi. İktidar da muhalefetle aynı noktaya gelmiş. Aynı söylemi tekrarlıyorlarmış artık. Suriyeli mülteciler ülkelerine gönderilmek isteniyormuş. Cumhurbaşkanı Erdoğan bile "Suriyelilerin onurlu geri dönüşleri için çabalıyoruz" demiş.
Başından beri öyle zaten!..
Kazık çakacak değiller elbette, gidecekler. Adı üstünde mülteci! Sığınmacı ve geçici bunlar. Daha geniş bir ifade ile mülteci kelimesi, zulüm gören, endişe taşıyan, ülkesinden ayrılmak zorunda bırakılan ve içine düştüğü korku dolayısıyla dönemeyen insanları ifade ediyor.
İktidar kanadından bugüne kadar, "Aman ha bunlar Türkiye'den bir daha gitmesinler. Kazık çakıp otursunlar. Göndermeyiz hiçbirini" diyen oldu mu?
Tam tersine, her seferinde mültecilerin bu ülkeye getirdiği yükten bahsedildi. Bütün yükün Türkiye'nin üzerine bırakılmaması gerektiği söylendi. Sırf bu sebeple Avrupa ile ciddi tartışmalar yaşandı. İktidar, hiçbir zaman muhalefetle aynı çizgiye gelmedi. Dün neredeyse bugün de aynı noktada duruyor.
Muhalefet, sürekli olarak, "Sürelim bunları, atalım, gönderelim" anlamına gelecek ifadeler kullandı. İktidar da "Dur bakalım, kimi nereye sürüyorsun? Sizde hiç insanlık yok mu?" türünden bir duruş ortaya koydu.
Arada dağlar kadar fark var.
Ne diyor Erdoğan?..
Güvenli ve onurlu bir geri dönüşten bahsediyor. İnsani bir tutum ortaya koyuyor. "Onları ne pahasına olursa olsun geri gönderelim. Katledilirlerse katledilsinler, öldürülürlerse öldürülsünler" demiyor. Önce gitmeleri için gereken alt yapının oluşturulması gereğine işaret ediyor.
Bizim millet olarak tarih boyunca takındığımız tutum da bu zaten! Yunan, Bulgar ya da diğer batılı ülkelerin yaptığı gibi, bize sığınan insanları ölüme doğru itemeyiz ki!
***
Suriye'ye yönelik sınır ötesi operasyonların ardından sağlanan
güven ortamını görünce on binlerce insan geri gitmedi mi? Ayrıca
gitmeleri için de teşvik edilmedi mi?
Gidene "dur" mu diyoruz? Buna karşılık, kimseyi de göz göre göre ölüme itmiyoruz!
Muhalefet ise sadece "gitsinler" diyor. İyi güzel de nasıl ve ne şekilde? Formül ve buldukları çözüm ne? Yok, yok, yok. "Gitmiyorum, gidemem, orada hayati tehlikem var" diyen insanları nasıl geri göndereceksiniz?
İki ayrı tutum çarpışıyor bu konuda: Bir yanda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun dediği gibi, Suriyelilerin ülkelerine güvenli bir şekilde dönmeleri için çalışmalar yapan iktidar, diğer tarafta istismar siyaseti yapan muhalefet.
Tabii ki ortada bir sıkıntı var. Bunu herkes kabul ediyor. Dışımızdaki gelişmeler yüzünden sorunu kucağımızda bulduk. Ciddi bedeller ödüyoruz ve yıllardır çözmek için uğraşıyoruz.
Evet, konuya bir çözüm bulmak zorundayız. Bulunacak çözümün ise insani olması şart.
İşin bu yönü muhalefetin hiç umurunda değil. Onların sırtlarında yumurta küfesi yok. Muhalefet, her konuda olduğu gibi Suriyeli sığınmacılar meselesinde de sadece fitne, gerilim ve istismar politikası uyguluyor.