Acaba "Başkanlık Sistemi"ne geçişimiz kaç yılda gerçekleşecek? Aslında Cumhurbaşkanını halkın seçtiği modele geçerek, fiilen "Başkanlık" sistemini gerçekleştirdik ama bizde sistem tartışmalarından çok kişiler üzerindeki tartışmalar ağırlıklıdır. Örneğin "Ebedi Şef" Atatürk de, Tek Parti'nin "Milli Şef"i İnönü de "Başkan" değil Cumhurbaşkanıydılar. Veya Ekmeledin İhsanoğlu Cumhurbaşkanlığına halkoyu ile gelseydi, gündemimiz şimdiki gibi "Başkanlık" arayışı üzerindeki tartışmalara takılı mı olurdu?
Demek istediğim şu... Kafamızı sistem ya da rejim içerikli tartışmalara takmamalıyız. Bu konuda uygulamalarla söylenenler arasında her zaman büyük farklar vardır. 1924 Anayasası ile çok partili demokrasiye geçmedik mi sonuçta? Ayrıca resmi olarak benimsenen sistemler de, her zaman beklenen sonuçları beraberinde getirmez.
Keşke komünist olsaydık
Mesela Cumhuriyet rejimi "Antikomünizm" i resmi ideolojinin temel ilkelerinden biri olarak benimsemekle, tarihi bir hata yapmamış mı?. Aslında bu hatalar saymakla bitecek gibi değildir... Bu topraklarda yaşayan insanların farklılıklarının yok sayılması bile, başlı başına bir büyük hata değil mi?
Başta söylediğimiz hataya dönersek... Neticede şimdi Macaristan da, Polonya da NATO üyesi değil mi? Bulgaristan ve Romanya bile Türkiye'den önce Avrupa Birliği'ne girmedi mi? Avrupa Birliği, Doğu Avrupa'nın en katı Marksizminin uygulayıcısı Doğu Almanya'yı, hiçbir kritere bakmadan içine almadı mı?