Mahalle kavgalarında çok duyulan bir söylem vardır. Üzerine
yoğun biçimde gidilen kişi karşısındakilere "Erkekseniz
birer birer gelin" der ya... Acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan
da, hem Türkiye'yi hem de kendisini hedef alan ve sürü halinde
gelenlere böyle diyebilirdi. Ancak bu defa kalabalık gelenler,
bizim istediklerimizi seslendirdiler.
Sonuçta Pence ve yanındakiler ve daha doğrusu
"Trump'ın adamları",
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Barış Pınarı Harekatı'nın durması için ön
şart olarak sunduğu "Güvenli Bölgenin
PYD/PKK'dan Boşaltılması"nı kabul ettiler. Böylece
120 saat sonra hedefe ulaşılmış olacak.
Sıra yaptırımlarda
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo
yetmiyormuş gibi, Ankara'ya gelen heyette Trump'ın Ulusal Güvenlik
Danışmanı Robert O'Brien ve Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de
yer almaktaydı. Varılan sonuçtan anlaşıldığı kadarıyla bunlar
gelmeden önce derslerini iyice çalışmışlardı.
Şimdi artık o "Yaptırımlar" saçmalıklarının da
buharlaşmasını beklemeliyiz.
Rusya ön planda
Bu arada Suriye topraklarındaki gelişmeler konusunda giderek artan
ölçüde Moskova'ya kulak vermek gerektiği anlaşılıyor. Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, BBC'de yayımlanan bir programda
"Eğer Rusya YPG unsurlarını Suriye ordusu
eşliğinde bölgeden çıkartırsa, buna karşı
çıkmayız" dedi. Haftalık basın toplantısında konuşan Rusya
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova ise, "Son
günlerde, özellikle de TSK'nın
Suriye-Türkiye sınırındaki bölgede Barış
Pınarı Harekatı'na başlamasının ardından
Fırat'ın doğusunda Şam'ın kontrolü altında
olmayan bölgelerde gerilim ciddi şekilde
tırmandı" dedi.
Çözüm ve suriye hükümeti
Rus Dışişleri Sözcüsü, Rusya'nın bölgede çözüme ilişkin tutumunu
şöyle açıkladı:
"Suriye'nin bu bölgesinde, Suriye'de ve
genel itibarıyla bölgede kalıcı istikrar ve
güvenliğin sağlanmasının yalnızca ve
öncelikle Suriye'nin egemenliğinin ve
toprak bütünlüğünün tesis edilmesiyle
mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu en
nihayetinde, Türkiye sınırındakiler de dahil tüm
ulusal toprakların meşru Suriye hükümetinin
kontrolüne verilmesi anlamına geliyor."
Zaharova, bu bağlamda Şam yönetimi ile Kürtler arasında mutabakat
sağlanmasını ancak memnuniyetle karşılayabileceklerini ve
Suriye'nin kuzeyindeki gerilimin siyasi süreci durdurmaması
gerektiğini ifade etti.