Devletler ve özellikle komşular arasındaki ilişkiler şiirlerdeki
gibi olsaydı, hayat çok kolaylaşırdı. Komşumuz Rusya ile yaşanan
"Uçak düşürme krizi" ile uğraşırken, bu komşumuzla ilişkilerimizin
geçmişte de başımıza ne işler açtığını bir düşünün.
Osmanlı İmparatorluğu ile Çarlık Rusyası arasındaki gerginlikleri,
savaşları geride bıraktık diyelim... İsterseniz 27 Mayıs 1960
darbesinin ana nedenini, Başbakan Menderes'in Sovyetler'le
yakınlaşma projesine bağlayan teorileri de hatırlamayalım... Hatta
1964'teki Kıbrıs krizi sırasındaki Kruşçef'in uyarısını Başkan
Johnson'un onu adeta onaylayan mektubunu da tarihin sayfalarında
bırakalım.
Sovyet uçakları
Peki Demirel'in Dışişleri Bakanı Çağlayangil 12 Mart 1971 darbesini
"Sovyet uçaklarının Türkiye üzerinden Suriye'ye gitmelerine izin
verdiğimiz için 12 Mart'ta Amerikan darbesi ile devrildik" dememiş
miydi?
Şimdi de Suriye'deki Rus savaş uçakları yüzünden bir kriz
yaşamaktayız. Keşke Rus savaş uçağının pilotu uyarılara uysaydı ve
hava sahamızı ihlal etmeseydi. Daha da ötesi keşke Suriye'deki Rus
askeri varlığı, üstelik Esad'a destek vermek amacıyla o ülkede
bulunmasaydı... Ama "Ölenle olana çare yoktur" sonuçta... "Suriye
Krizi"nden bölgeye, dünyaya ve bize yansıyan sorunlardan biri de,
demek bu olacaktı...