Bazılarının Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AK Parti kadrolarının ABD
güdümlü bir askeri darbe ile tasfiye edilecekleri ümidini utanmadan
seslendirmeleri "Anakronizm"in bunların beyinlerine yerleşmiş
olmasından kaynaklanabilir... Ya da bunlar ABD ile TSK güdümündeki
"Vesayetçi Demokrasi"ye bağımlı kılınmış olabilirler.
Sözünü ettiğimiz siyasi düşünce sapkınlıklarına Salih Tuna Yeni
Şafak'taki köşesinde şöyle değinmişti:
"Bu elemanlar... Kandil'le aynı dili kullanıyorlar. PKK terör
örgütü liderlerinden Cemil Bayık, 'Bu savaş ordunun da savaşı
değil. Ordunun bunu bilmesi gerekir. Ordunun da Erdoğan'ın bu
oyununa gelmemesi önemlidir' dedi."
Anakronizm semptomları
Ankara Barosu'nun TSK'nın terörle mücadeleden çekilmesi için Yüksek
Yargıya başvurması da benzer bir örnektir... Ya da İstanbul
sermayesinin ileri gidenlerinden bazılarının kendilerini ABD
güdümlü bir askeri darbe beklentisine kilitlemeleri de, bu tür
yaklaşımlara örnek olabilir.
Neticede bizim düşünce çizgimizdeki en büyük problemlerden biri de,
"Anakronizm" değil midir? Bu "Anakronizm"i Türkçeye "Zaman
şaşkınlığı" diye mi yoksa doğrudan "Geri zekâlılık" diye mi
çevirsek acaba?