Çok partili demokrasiye geçtiğimiz ilk yılların seçim
kampanyaları, şimdikiler gibi değildi. En önemlisi televizyon da,
seçim anketleri de yoktu o zaman. Devletin radyosu da böyle şeylere
karışmazdı... 1950'nin 14 Mayıs seçimleri öncesinde İçişleri Bakanı
Emin Erişirgil Cumhurbaşkanı İnönü'ye ve Bakanlar Kurulu'na
haritadan seçim tahminlerini anlatmış. Erişirgil'in tahminlerini
dinleyen CHP'li bakanlar da, "Keşke Demokrat Parti birkaç
milletvekili çıkartabilse, böylece yabancılar bizim demokrasimizin
sağlığına güvenseler" demişler.
Anketler
1950'de yapılan üç genel seçimi de Demokrat Parti'nin kazandığını
ve bu sürecin 27 Mayıs darbesi ile bittiğini biliyoruz... 1960'lı
yıllarda ise biz Cumhuriyet gazetesinde seçime ilişkin anketler
yaptırır ve yayınlardık. Bizim anketlerimizde hep CHP önde
görünürdü ama seçimlerde hep Adalet Partisi kazanırdı. 1965
seçimleri Süleyman Demirel'i siyasetin en güçlü ismi olarak ezici
çoğunlukla iktidara getirmişti.
Bir seçim gezisi
1969 seçimleri öncesinde izlenimler yazmak için Eskişehir- Afyon-
İzmir rotasında yola çıkmıştım. Eskişehir'de işlerimi tamamladıktan
sonra, akşam bir otobüsle Afyon'a doğru yola çıktım. Otobüs yol
alırken ben de notlarımı tazeliyordum... Birden yanı başımda
kasketli, ter gömleğine sızmasın diye mendilini ensesine dolamış
bir adam belirdi. Bana "Sen durmadan öyle ne yazıyorsun" dedi. Ben
de "Gazeteciyim" dedim.
CHP'li olmak
Adam sanki 40 yıllık tanıdığımmış gibi yanıma oturup, kolunu omzuma
attı ve sonra "Söyle bakalım gazeteci arkadaşım, sen hangi
gazetedensin" diye sordu. Ben "Cumhuriyet gazetesindenim" deyince
güldü... "Senin gazeten seçimler hakkında hiçbir şeyi doğru
yazamaz, çünkü siz CHP'yi tutarsınız" dedi. Arkasında anlatmaya
başladı...
1950 öncesi
- Ben 1950 öncesinde Kula'da yabancı sermayeye ait tekstil
fabrikasında ustayım. Kula'da elektrik yoktu. Fabrikanın
jeneratöründen iki hat çıkardı. Biri fabrika müdürünün evine, bir
diğeri de Kula'ya giderdi. Fabrika gece çalışırken müdür
jeneratörün göstergelerine bakar ve üretilen elektrik ancak
fabrikanın ihtiyacını karşılıyorsa, "Kesin kerataların elektriğini"
derdi ve Kula karanlığa gömülürdü. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti
kazanınca, bir yabancı sermayeli şirket Kula'ya jeneratör getirdi,
böylece fabrika müdürünün iki dudağına bağımlı olmaktan
kurtulduk.
Ve 1950 sonrası
Ben bunları dinledikten sonra, "İyi olmuş" deyince sinirlendi ve
devam etti anlatmaya...
- 1952 ara seçimlerinde CHP adayı Kula'ya geldi ve "Demokrat Parti
sizi yabancılara sattı, yabancı sermayeye elektrik getirtti... Biz
iktidar olursak yabancı sermayeye ait her şeyi sona erdireceğiz"
diye bir konuşma yaptı. Bu aday konuşmasını bitirince onu kasaba
dışına kadar yuhalayarak yola çıkardık. Anladın mı şimdi neden
CHP'yi tutan gazetenin doğru seçim yazısı yayınlayamayacağını?
İşte eski Türkiye'den böyle anılar da var belleklerde...