Nasrettin Hoca yolda giderken eski bir tanıdığına rastlamış.
Aralarında ayaküstü sohbet etmişler, ayrılırlarken adam Hoca'ya "Ne
olur arayı çok açmayalım, bana yemeğe gel.
Tuz ekmek yeriz, hasret gideririz" demiş.
Hoca daveti kabul etmiş ve ertesi hafta bir gün adamın evine yemeğe
gitmiş. Ancak mecazi olarak kullanılan "Tuz ekmek yeriz" sözü
adamın sofrası için gerçekmiş.
Sofrada sadece ekmek ve tuz varmış.
Dediği dediktir
Ekmeklerini tuza batırıp yerken, aşağıda kapıya vurulmuş. Ev
sahibi olan adam pencereden sarkıp aşağıya "Kim o kapıyı
çalan" diye bağırmış. Aşağıdan "Allah rızası için bir sadaka"
diye yalvaran bir dilencinin sesi gelmiş. Ev sahibi çok
sinirlenmiş, "Aşağı gelirsem gebertirim, çek git buradan"
diye bağırmış. Ama dilenci "Allah rızası için bir sadaka"
diye yalvarmayı sürdürmüş.
Bunun üzerine Hoca pencere kenarına gelip aşağıdaki dilenciyi
uyarmış, "Kardeşim bu adamın dediği dediktir, aşağı inerse
sahiden seni gebertir. Git buradan" demiş.
Trump iş başında
Yeni ABD Başkanı Donald Trump da, Nasrettin Hoca'yı yemeğe
davet edip sadece tuz ve ekmek ikram eden ev sahibi gibi,
dediği dedik adamlardan çıktı. Seçim kampanyasında ne
dediyse, Başkan olduktan sonra hepsini yapıyor.
Daha ikinci gününde ABD ile Asya ülkeleri arasındaki ticaret
antlaşmasını iptal etti.
Seçim kampanyası sırasında "Müslümanların ABD'ye
alınmaması gerekir" diye konuşmuştu. Dün gelen haberlere göre
Trump, Suriye, Yemen, Irak, İran, Somali, Libya ve Sudan'dan gelen
göçmen vizelerini engellemek için çeşitli yönetici kararlarını
imzalamayı planlıyormuş.
Kime niyet kime kısmet?
Meksika sınırına duvar yaptıracağını ve bunun parasını Meksika'ya
ödeteceğini seçim kampanyasında sürekli olarak söyleyen Trump'ın,
son olarak bu konuyu Twitter hesabından tekrarlaması da, dikkat
çekici oldu.