İnsanlık tarihinde aileden kabileye, kutsal imparatorluklardan
ulus devletlere, ideolojik bloklaşmalardan globalleşmeye uzanan
süreçler yaşandı. Her aşamada "Üst değerler" daha geniş kitlelerce
benimsendi. Ahlak, din ve hukuk kuralları, evrenselleşti.
Bütün bu gelişmeler arasında değişmeyen bir olgu, insan doğasına
yapışık olarak çağları aşabildi.
İnsanlar kendileri gibi olmayan, kendileri gibi düşünmeyen, farklı
inançlara sahip ya da değişik etnik kökenlerden insanları hep
"Ötekiler" veya "Tehdit" olarak gördüler.
Laiklik ve demokrasi
Onları değiştirip kendilerine benzetemedikleri zaman da yok etmeye
çalıştılar. Sonra anlaşıldı ki, tek tip insan ve toplum yaratmak
mümkün değildir. Sonuçta Amerika'nın egemen beyazları, Amerikan
siyahlarını beyazlaştıramadılar. Avrupa'nın Katolikleri, ne
Yahudileri ne de Protestanları Katolik yapabildiler.
"Laiklik" ve "Demokrasi" gibi araçlarla farklıların bir
arada yaşamaları mümkün oldu... Farklılıklar korunarak, bu
farklılıklara sahip bireyleri ve toplum kesimlerini asgari
müştereklerde birleştirecek uzlaşmalar böylece sağlandı.