Temel sorunların çözümünü izlemek yerine, siyasette kişilerin kavgalarını izleyerek geçirdik yıllarımızı. Önce İnönü ile Bayar'ın, sonra da Ecevit ile Demirel'in uzlaşmazlıkları siyasi hayatımızı yönlendirdi. 1980'ler ve 90'ların başında ise Özal- Demirel gerginliğini izleyerek vakit geçirdik. Bu gerginlikleri izlerken eğlendik de... Ama sonuçta "Kürt Realitesi"ni çözümsüz olarak 21'inci yüzyıla aktardığımızı pek fark etmedik... Hakem kim? Bu gerginliklerde hakem rolünü bazen darbeler, bazen de ölüm oynadı. 27 Mayıs darbesi, Bayar'ı yarış dışı bıraktı. Özal'ın ölümü ile de Demirel tek başına kalmadı mı? Benim gazeteci konumunda tanık olduğum bu dönemlerde, sorunlara en fazla bilinçle yaklaşan siyasetçilerin başında Turgut Özal'ın geldiğini söylemeliyim. Benim kaleme aldığım "Anılar"ında rahmetli Özal, "Sistem"deki aksaklıkları şöyle yorumlamıştı: