115 yaşındaki 150 torunu olan Giresun'lu Mehmet Bayram'ın yaşamı
boyunca olup bitenlerin listesi çarpıcıydı... 115 yılık yaşamında
üç Osmanlı padişahı, 12 cumhurbaşkanı, 27 başbakan görmüş.
Neleri yaşamış?
Balkan Savaşı'nın, 1'inci Dünya Savaşı'nın, Kurtuluş Savaşı'nın ve
2'nci Dünya Savaşı'nın yaşam süresinde gerçekleştiği Mehmet
Bayram'ın 70 yaşındaki oğlu Salih Aydoğdu'ya göre yakın zamana
kadar Atatürk'ün Giresun'a gelişini, Osmanlı'daki Meşrutiyet
dönemini, Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında duyduklarını
çocuklarına ve torunlarına anlatan babasında unutkanlıklar
başlamış...
Ya hatırlıyorsa
Mehmet Bayram'ın belleği sağlamken, acaba bugünün CHP'sinin Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Muhalefet yapıyorum" diyerek
söylediği ayıplı sözlere ve hakaretlere bakıp, Atatürk'ün CHP'sinin
muhalefete bakışını da anımsıyor muydu?
Bir anı dilimi
Bu noktada Serbest Cumhuriyet Fırkası ile bir demokrasi denemesinin
yapıldığı 1930'a ve sonrasına dönelim... İktidar partisi CHP'nin
organı olan "Hakimiyet-i Milliye" gazetesinin Başyazarı Falih Rıfkı
(Atay), muhalefet ve muhalif gazeteciler hakkında neler yazmamış
ki... Atatürk'ün sofrasının sürekli konuğu olan Atay'ın yazıları
Atatürk'ün düşüncelerini de yansıtırdı. Bu yazıları Atay'ın "Eski
Saat" kitabında da bulabilirsiniz...
CHP muhalefete nasıl bakıyormuş hatırlayalım mı?
Muhalefet mesleği
"-İyi bir muhalefet iyi bir hükümet kadar zordur. Yeni Türkiye gibi
kurulmuş devletlerde ise muhalefetin mesuliyeti, asla hükümetin
mesuliyetinden aşağı tutulamaz. Denizin ortasındayız; kara henüz
görünmemiştir.. Henüz hiçbir cumhuriyetçi, yüzgeçliğine güvenerek
gemisini terk edip kendisini büyük denizin dalgalarına atamaz. Bu
gemi disiplin gemisidir."(Eylül 1930)
Muhalif gazeteler
"-Türk gazetelerinin sürüm yolları ya küfür ve hiciv, ya çıplak
kadındır. Gazeteler çıplak ve kapalı kadın resmini sinema sayfası
der neşreder, 'çıplak insanlar kulübü' der haberleştirir, neşreder;
spor der neşreder. Fakat mutlaka sayfalarından birini, ikisini
dişileştirir." (Ocak 1931)
Alçak muhalifler
"-Hiç şüphe etmeyiniz. Bütün bu muhalif gazeteciler, hepsi bir
kelime ile alçaktırlar. Balkanlar'dan Amerika'nın öbür ucuna kadar
böyle mahluklar, casus ve baba katili gibi en iğrenç mücrimlerle
bir sıraya konur ve şahsi hürriyetleri bile kendi ellerine teslim
edilmez. Biz ise gazete denilen müesseseyi teslim etmişiz."
(Haziran 1932)
Hatırlıyor muydu?
115 yaşındaki Mehmet Bayram'ın belleği sağlamken, 1930'lu yıllar
onun için dün kadar yakındaydı. Belki o da Falih Rıfkı Atay'ın
tiryaki bir okuyucusuydu... O yazıları hatırlarken belki Kemal
Kılıçdaroğlu'na Atay'ın gözleri ile bakıyordu...