Erhan Afyoncu'nun "Sorularla Osmanlı İmparatorluğu" kitabını Sabah'ın 29 kupon karşılığında vermesi, düşünce hayatımıza katkı sağlayacak bir gelişmedir. Bu kitabı okurken, Osmanlı tarihini televizyon dizilerinden öğrenmeye çalışmanın, nafile bir uğraş olduğunu sizler de göreceksiniz. Ezberleriniz bozulurken, öğretilenlerle gerçeklerin ne kadar farklı olduğunu bir kez daha anlayacaksınız.
Deli İbrahim
Hepimiz Kanuni'nin torunları olmakla övünürüz ama hiçbirimiz Deli
İbrahim'in de torunları olduğumuz hatırlamayız ya... Erhan
Afyoncu'nun kitabını okurken "Deli" olarak bildiğimiz tek padişahın
İbrahim olmadığını ve 1'inci Mustafa'nın da akıl hastası olduğunu
öğrenirsiniz. Nitekim İbrahim de 1'inci Mustafa da, akıl hastası
oldukları için diğer padişahların defnedildikleri türbelere değil,
Ayasofya'nın vaftizhanesine gömülmüşler.
Çıkışı...
Deli İbrahim kendisinden önceki Padişah 4'üncü Murad'ın üç
şehzadeyi boğdurtmasına tanık olduğu için, 1637'den başlayarak
öldürülmeyi bekleyen bir akıl hastasına dönüşmüş. 4'üncü Murad 28
yaşında öldüğü gün kendisine "Padişah oldun" demeye gelenlere
inanmamış, odasının kapısını kilitlemiş. Ona ölen padişahın
cesedini gösterip, inandırmaya çalışmışlar. Sonunda ancak annesi
Kösem Sultan, Deli İbrahim'i gerçekten padişah olduğuna
inandırmış.
Ve inişi
Tahttan indirilmesi de çıkışı gibi maceralı olmuş. Bir odaya
kapatılınca o kadar çok feryat emiş ki, sonunda annesi Kösem
Sultan'ın da rızası alınarak boğdurulmuş... Kısacası Erhan
Afyoncu'nun kitabı bir bilgi hazinesi. Ama bunlar "Ezber" değil,
gerçek bilgi...
Bilgi ve fikir
Yıllar önce Fikri Akyüz belleklerimizdeki ezber klişelerin bir
bölümünü listelemişti. Bu klişelerden biri de "Bilgi sahibi olmadan
fikir sahibi olunmaz" şeklinde değil midir? Bir düşünün... Ya bilgi
sandığımız şey yanlış bilgiyse? Mesela Baltacı Mehmet Paşa ile
Katerina arasındaki ilişki seks değil de rüşvet ise.