Önümüzdeki 1 Kasım genel seçimlerine uzanan dönemde, siyasi partilerin çalışmalarını izlerken, yönetim kuramcısı Peter Drucker'ın "Yeni Örgütler Toplumu"nun yapısı üzerindeki gözlemlerini yine hatırladım... Şöyle diyor Drucker:
- Her örgüt değişimin yönetimini kendi yapısının içine yerleştirmelidir. Birincisi her örgüt, yapmaya alışık olduğu her şeyi terk etmeye hazır olmalıdır. Yöneticiler her süreçte "Bugün bildiklerimizi geçmişteki o zaman bilseydik, buna gene başlar mıydık" sorusunu sormalıdırlar. Eğer bu sorunun cevabı "Hayır" ise, örgüt o zaman "Öyleyse şimdi ne yapacağız" sorusuna cevap aramalıdır.
Eski söylemler
Bizim siyasi partilerimiz için geçerli olması gereken gözlemler bunlar... 1950'lerdeki veya 60'lardaki gibi köy kahvesinde seçmene hitap etmekle, 2000'li yılların Bilişim Çağı'nda seçmene ulaşmak arasında mutlaka bir fark vardır... Ama söyledikleriniz eski oldukça, hizmete dönük rekabet yerine eskisi gibi kavga ve nefret söylemleri ile kampanya sürdürdüğünüz takdirde, kullandığınız kitleye ulaşma yönteminin değişmesi ne anlam ifade eder ki?