Dün Yenikapı'da yapılan "Zulme Lanet Kudüs'e Destek" mitingine
yüzbinlerce coşkulu kişinin katılması, hem iç hem de dış siyaset
açısından çok önemli mesajlar içermektedir. Bu bilinçli kitleyi
oluşturan insanlar aynı mekânda daha önce de 15 Temmuz 2016'daki
darbe girişimine karşı ulusal birliğimizi ve tepkimizi seslendirmek
üzere 20 Temmuz 2016'da bir araya gelmişti.
Mesajlar
Dünkü mitingin iç siyasete ilişkin mesajları çok açıktır. Bazı
konular ve sorunlar gündeme geldiğinde, bunların ele alınmasında
partizanca tutumların yeri yoktur. Türkiye'nin güvenliğini ve
bütünlüğünü hedef alan dış kaynaklı projelerin bazıları, Ortadoğu
coğrafyasını kana ve istikrarsızlığa bulayan komplolardan ayırt
edilemez. Bunu PKK/PYD oluşumuna verilen Amerikan silah desteğinde
de görmedik mi?
Tehlikeli bir dönem
Yenikapı'daki "Zulme Lanet Kudüs'e Destek" mitinginin dış siyasete
ilişkin mesajı ise, çok karmaşık ve tehlikelerle dolu bir döneme
dönüktür.
Artık açıkça görüldüğü gibi, Trump Amerika'sı ve Netanyahu
İsrail'i, uluslararası hukuku da, insan haklarını da, barış
arayışlarını da ayaklar altına alacak yeni bir Ortadoğu Projesi
için girişimlerini başlatmışlardır. ABD'nin daha önce Irak'ın
birlik ve bütünlüğünü nasıl tahrip ettiği hatırlanırsa, bundan
sonraki Amerikan girişimlerinin ne tür felaketler getirebileceğini
ABD Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınmasının bedelinin Filistinlilerin
çoluk çocuk katledilmeleri ile ödetildiğini görmedik mi?
Bir projenin aktörü
Ülkelerin içini karıştırmayı meslek olarak benimsemiş örgütlerin
ülkesi olan ABD'nin Türkiye'ye dönük bir projesinin aktörü olarak
Pensilvanya'da üslenmiş bulunan Fetullah Gülen'i görmüyor muyuz? Ya
da 15 Temmuz darbe girişiminin hedef aldığı Türkiye'nin,
Filistin'den farklı olmayacağı daha sonra anlaşılmadı mı? Ve hâlâ
ekonomimizin durumu Amerikan matbaalarında basılan dolarla
ölçülmüyor mu?
Özetle dünkü mitinge katılan insan seli hepimizin duygularının
seslendiricileriydiler.
Bu kitlenin varlığı bizim için de, Filistinliler için de bir
güvencedir.