Dünyadaki genel tabloya baktığınızda müteveffa Amerikalı sosyal
bilimci Samuel Huntington'un (1927-2008) 1996'da yazdığı
"Medeniyetler Çatışması" kitabının, birileri tarafından adeta
senaryolaştırılıp sahnelendiğini düşünebilirsiniz.
Huntington kitabında ülkeler arasındaki çatışmaların ve ülkelerin
kendi bünyelerinde yaşanan çatışmaların giderek kültürel ağırlık
kazandığını savunmakta ve küreselleşme sürecinde Batı ile diğerleri
arasındaki çatışmaların artacağı öngörüsünde bulunmaktaydı. Ona
göre Soğuk Savaş'ın sona ermesi ile ideolojik gerginliklerin yerini
özellikle farklı inanç sistemlerine yani dinlere dayalı
gerginlikler alacaktı. Ona göre Türkiye de Meksika gibi Batı ile
Doğu arasında kalmış, kararsız ülkelerden biriydi.
IŞİD saldırıları
El Kaide'nin Amerika'yı hedef alan saldırısından sonra
Huntington'un tezi daha fazla ilgi çekti. O zamanki Başkan Bush'un
terörle mücadeleyi "Haçlı Seferi" olarak nitelemesi de kayıtlara
geçti.
Şimdi Avrupa'yı da hedef alan IŞİD saldırıları sonrasında Batı
basınında Huntington'un tezlerine paralel yorumların fazlalaştığını
gözlemlerken, "Acaba Huntington'un senaryosu gerçek olursa nasıl
bir dünyaya tanık olacağız" sorusu tabii ki zihinleri işgal
ediyor.